,, ,

Suphi Paşa Konağı'nın Geçmişten Günümüze Tarihi

Genel Kültür 13.05.2022 - 21:09, Güncelleme: 14.05.2022 - 09:21 9987+ kez okundu.
 

Suphi Paşa Konağı'nın Geçmişten Günümüze Tarihi

Suphi Paşa Konağı'nın Geçmişten Günümüze Tarihi
Suphi Paşa Konağı, 1845 yılında Abdüllatif Suphi Paşa tarafından ailesi ile birlikte yaşamak amacı ile yaptırılmaya başlanmıştır. Abdüllatif Suphi Paşa bu konağı, Kethüdayı Sadrıali Hadi efendiden satın almıştır. Konakta ilk alındığı zamanlarda 3 adet kapı bulunmaktaydı. Konağın kapılarından birisi ‘Hasan Baba Alemi’ (Günümüzde; Baba Hasan Alemi Mahallesi), bir kapı ‘Muhtesip Karagöz Hüseyin Efendi’ (Günümüzde İstanbul Belediye Sarayı’nın giriş kapısının olduğu alan) ve bir kapısı da Horhor Caddesi’ne açılmaktaydı. Abdüllatif Suphi Paşa Kimdir? 11 Kasım 1818 tarihinde Tripolis’de doğan Abdüllatif Suphi Paşa, Osmanlı devlet adamıdır. Ayrıca yazarlıkta yapmaktadır. İlk Türk romanı olan ‘Sergüzeşt’ in yazarı olan Samipaşazade Sezai’nin de kardeşidir. Abdüllatif Suphi Paşa, Osmanlı devletinde Maarif, Evkaf, Ticaret ve Maliye nazırlığı görevlerini yerine getirmiştir. 17 Ocak 1886 tarihinde istanbul’da vefat etmiştir. Babasının yanına II. Mahmut Türbesine defnedilmiştir. Suphi Paşa konağı taş mimari ile yapılmış ve içerisinde ahşap süslemeler kullanılmıştır. Halk arasında ‘Taş Konak’ adı ile de bilinir.  Suphi Paşa konağı İstanbul’da Osmanlı döneminden günümüze ulaşan sayılı konaktan birisidir. Suphi Paşa Konağı ilk yapıldığı zamanlarda Haremlik kısmı, Selamlık kısmı, yaveran dairesi (yaverlerin kaldığı daire), bir bostan, büyük bir bahçe ve ahırlardan oluşmaktaydı. Suphi Paşa Konağı’nın 40 odası bulunuyordu. Abdüllatif Suphi Paşa Konağında üç adet hamam ve her hamamda bir de havuz bulunmaktaydı. Hamamların içerisinde bulunan havuzlar mineli taşlar ile süslenmişti ve hamamlardan en büyüğünün tavanı kubbe şeklindeydi. Bir söylentiye göre bu hamamlarda Sultan Mahmud gelip yıkanmıştır. Konak, barok tarzda yapılmış ve o dönemlerde insanların dikkatini çekmiştir. 1854 yılında konağın yetersiz gelmesi ile Abdüllatif Suphi Paşa, İtalya’dan bir mimar getirmiş ve selamlık konağının inşaatını yaptırmıştır. Selamlık konağı yapılmadan önceki halinde, haremlik ve selamlık aynı bina içerisinde bulunmaktaydı. Yeni yapılan selamlık konağının içerisi ceviz ağacı kullanılarak oluşturulan merdivenler ve yağlı boya yapılıp yaldızlanan tavanlardan oluşmaktaydı.¹ Haremlik konağı, Mısır’dan, Abdüllatif Suphi Paşa’ya gelen bir misafirin gece geç saatlerde nargile içerken uyuya kalması ile düşen közler sebebi ile tamamen yanmıştır. Çıkan büyük yangında Haremlik konağı tamamen kül olmuştur. Selamlık konağı taş ve barok mimari tarzında yapıldığı için hiçbir şey olmamıştır. Yangın sırasında Abdüllatif Suphi Paşa ve ailesinin tamamı selamlık konağında olduğu için yangında can kaybı yaşanmamıştır. Abdüllatif Suphi Paşa’nın 1886’da vefat etmesi ile oğlu Hamdullah Suphi Bey tarafından konak, Türk Ocağı binası olarak kullanılmaya başladı. 1927 yılında Konağın yetersiz gelmesi sebebi ile Hamdullah Suphi Bey ve Atatürk’ün katılımları ile Türk Ocakları Merkez Binası (Günümüz Ankara Resim Heykel Müzesi) inşaatının temelleri atıldı fakat 1931 yılında Türk Ocakları Kapatılınca bu bina uzun süre tamamlanamadı ve 1931 Yılında Suphi Paşa Konağı, Türk Ocakları'nın kullanımından çıktı. 1966 yılında Hamdullah Suphi Bey’in ölümüne kadar Suphi Paşa Konağı, Suphi Beylere aitti. 1970 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından satın alınan bina mimari değişiklikler yapılarak rektörlük binası olarak kullanıldı. 1984 yılında İstanbul Tıp fakültesine devredildi ve tıp fakültesi kullanımına geçti. Günümüzde aktif olarak İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı olarak kullanılmaktadır.   ¹: Sahife 4 - Semih Mümtaz S.
Suphi Paşa Konağı'nın Geçmişten Günümüze Tarihi

Suphi Paşa Konağı, 1845 yılında Abdüllatif Suphi Paşa tarafından ailesi ile birlikte yaşamak amacı ile yaptırılmaya başlanmıştır. Abdüllatif Suphi Paşa bu konağı, Kethüdayı Sadrıali Hadi efendiden satın almıştır. Konakta ilk alındığı zamanlarda 3 adet kapı bulunmaktaydı. Konağın kapılarından birisi ‘Hasan Baba Alemi’ (Günümüzde; Baba Hasan Alemi Mahallesi), bir kapı ‘Muhtesip Karagöz Hüseyin Efendi’ (Günümüzde İstanbul Belediye Sarayı’nın giriş kapısının olduğu alan) ve bir kapısı da Horhor Caddesi’ne açılmaktaydı.

Abdüllatif Suphi Paşa Kimdir?

11 Kasım 1818 tarihinde Tripolis’de doğan Abdüllatif Suphi Paşa, Osmanlı devlet adamıdır. Ayrıca yazarlıkta yapmaktadır. İlk Türk romanı olan ‘Sergüzeşt’ in yazarı olan Samipaşazade Sezai’nin de kardeşidir. Abdüllatif Suphi Paşa, Osmanlı devletinde Maarif, Evkaf, Ticaret ve Maliye nazırlığı görevlerini yerine getirmiştir. 17 Ocak 1886 tarihinde istanbul’da vefat etmiştir. Babasının yanına II. Mahmut Türbesine defnedilmiştir.

Suphi Paşa konağı taş mimari ile yapılmış ve içerisinde ahşap süslemeler kullanılmıştır. Halk arasında ‘Taş Konak’ adı ile de bilinir.   Suphi Paşa konağı İstanbul’da Osmanlı döneminden günümüze ulaşan sayılı konaktan birisidir. Suphi Paşa Konağı ilk yapıldığı zamanlarda Haremlik kısmı, Selamlık kısmı, yaveran dairesi (yaverlerin kaldığı daire), bir bostan, büyük bir bahçe ve ahırlardan oluşmaktaydı. Suphi Paşa Konağı’nın 40 odası bulunuyordu. Abdüllatif Suphi Paşa Konağında üç adet hamam ve her hamamda bir de havuz bulunmaktaydı. Hamamların içerisinde bulunan havuzlar mineli taşlar ile süslenmişti ve hamamlardan en büyüğünün tavanı kubbe şeklindeydi. Bir söylentiye göre bu hamamlarda Sultan Mahmud gelip yıkanmıştır. Konak, barok tarzda yapılmış ve o dönemlerde insanların dikkatini çekmiştir. 1854 yılında konağın yetersiz gelmesi ile Abdüllatif Suphi Paşa, İtalya’dan bir mimar getirmiş ve selamlık konağının inşaatını yaptırmıştır. Selamlık konağı yapılmadan önceki halinde, haremlik ve selamlık aynı bina içerisinde bulunmaktaydı. Yeni yapılan selamlık konağının içerisi ceviz ağacı kullanılarak oluşturulan merdivenler ve yağlı boya yapılıp yaldızlanan tavanlardan oluşmaktaydı.¹

Haremlik konağı, Mısır’dan, Abdüllatif Suphi Paşa’ya gelen bir misafirin gece geç saatlerde nargile içerken uyuya kalması ile düşen közler sebebi ile tamamen yanmıştır. Çıkan büyük yangında Haremlik konağı tamamen kül olmuştur. Selamlık konağı taş ve barok mimari tarzında yapıldığı için hiçbir şey olmamıştır. Yangın sırasında Abdüllatif Suphi Paşa ve ailesinin tamamı selamlık konağında olduğu için yangında can kaybı yaşanmamıştır.

Abdüllatif Suphi Paşa’nın 1886’da vefat etmesi ile oğlu Hamdullah Suphi Bey tarafından konak, Türk Ocağı binası olarak kullanılmaya başladı. 1927 yılında Konağın yetersiz gelmesi sebebi ile Hamdullah Suphi Bey ve Atatürk’ün katılımları ile Türk Ocakları Merkez Binası (Günümüz Ankara Resim Heykel Müzesi) inşaatının temelleri atıldı fakat 1931 yılında Türk Ocakları Kapatılınca bu bina uzun süre tamamlanamadı ve 1931 Yılında Suphi Paşa Konağı, Türk Ocakları'nın kullanımından çıktı. 1966 yılında Hamdullah Suphi Bey’in ölümüne kadar Suphi Paşa Konağı, Suphi Beylere aitti.

1970 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından satın alınan bina mimari değişiklikler yapılarak rektörlük binası olarak kullanıldı. 1984 yılında İstanbul Tıp fakültesine devredildi ve tıp fakültesi kullanımına geçti. Günümüzde aktif olarak İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı olarak kullanılmaktadır.

 

¹: Sahife 4 - Semih Mümtaz S.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.