Kur"an nizamını hakim kılmamız gerekirken bızler ne yapıyoruz.
Artık neredeyse her gün şu mesajla karşılaşıyoruz:
"Cüz dağıtıyoruz, lütfen bir el atın..."
WhatsApp gruplarımız, cenaze hatim gruplarına döndü ne yazık ki...
Evet, Kur’ân okumak sevaptır.
Bir insan, okuduğu Kur’ân’ın sevabını ister ölülere, ister dirilere bağışlayabilir. Bu, dinen caizdir. Ancak son yıllarda artarak devam eden bir uygulama dikkat çekiyor: Kur’ân’ı sadece ölülerin ardından okumak ve okutmak.
Bu alışkanlık, farkında olmadan Kur’ân’ın sadece ölülere fayda sağlayan bir kitap olduğu algısını oluşturuyor. Oysa Kur’ân, dirilere hitap eder; ölü kalpleri diriltmek, yaşayanları uyandırmak, kararmış gönülleri aydınlatmak için inmiştir.
Kur’ân’ın bizzat kendisi şöyle buyurur:
“Bu, diri olanları uyarmak içindir...” (Yâsîn, 70)
Kur’ân okunacaksa;
Önce anlamak, değişmek ve yaşamak için okunmalı, sonra sevabı bağışlanmalıdır.
---
Peki bugün neden cüz dağıtılıyor?
1. Çok sevdiğim bir arkadaşım vefat etti, cüz dağıtıyorum.
2. Genç yaşta ölen bir akrabam için cüz dağıtıyorum.
3. Arkadaşımın babası vefat etti, cüz dağıtıyorum.
4. Maden kazasında, selde, depremde, kazada hayatını kaybedenler için cüz dağıtıyorum.
5. Vefatının yıl dönümünde sevabını bağışlamak için cüz dağıtıyorum.
Elbette bunlar güzel niyetlerdir. Ancak mesele sadece ölülere cüz dağıtmakla sınırlı kalınca, Kur’ân hayatımızdan kopuk bir metne dönüşüyor.
---
Keşke şu amaçlarla da cüz dağıtabilsek:
1. Ölmüş ruhlarımızın dirilişi için cüz dağıtıyorum.
2. Bozulan ahlâkımızın ıslahı için cüz dağıtıyorum.
3. Gün geçtikçe yozlaşan değerlerimizin ihyası için cüz dağıtıyorum.
4. Kararmış kalplerimizin arınması için cüz dağıtıyorum.
5. Nefsimizin terbiyesi, nesillerimizin selameti için cüz dağıtıyorum.
6. İnsanlığın uyanışı, ümmetin vahdeti, kalplerin birleşmesi için cüz dağıtıyorum.
7. Kur’ân’ın yeniden evimize, kalbimize, sokağımıza dönmesi için cüz dağıtıyorum.
---
Hatim, sadece bir defterin kapanması değil, bir kalbin açılması olmalı.
Cüz dağıtmak, sadece vefat haberlerine cevap değil; hayatın kendisine, gafletin ortasına bir sesleniş olmalı.
Unutmayalım:
Kur’ân, mezarlıklarda okunmak için değil; hayatı diriltmek için indirildi.