Meclis’e Saygısızlık İptal Edilen Kariyer Basamaklarını Yeniden Getirmektir

CHP Ankara Milletvekili Yıldırım KAYA TBMM De Basın Toplantısı Düzenledi Yıldırım KAYA Sözlerine Şu Şekilde Devam Etti

 Bugün sizlerle Türkiye’nin en temel sorunlarından olan eğitimin sorunları ve Milli Eğitim Bakanlığının çalışmalarına ilişkin sizlerle görüşlerimizi paylaşacağız.   YARDIMCI KAYNAKLARI KİM BASTI İÇERİKLERİNİ KİM HAZIRLADI Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer 2022-2223 eğitim öğretim yılında ders kitaplarıyla birlikte ilk kez yardımcı kaynakların da verileceğini duyurdu. Milli Eğitim Bakanlığımızın öğrencilere ders kitaplarıyla birlikte yardımcı kaynaklar da vermesi yerinde bir karardır.  Ancak erken uyarı mahiyetinde yardımcı kaynaklara ilişkin bazı soruları şimdiden gündeme taşımak istiyorum. Bu konuyu TBMM'ye verdiğim soru önergesi ile de Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e sorarak Meclis’in gündemine de taşıdım. ·        Yardımcı kaynakların içerikleri kimler tarafından hazırlandı? ·        İçerikleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından denetlendi mi? ·        Kimler tarafından basıldı? ·        Cemaat ve tarikatlara bağlı kurum ve kuruluşların yayınları yardımcı kaynak olarak kullanıldı mı? ·        Müfredat dışında konulara yer verildi mi? ·        Toplam maliyeti ne kadar oldu?  KAYIT PARASI “BAĞIŞ” ADI ALTINDA RUTİNLEŞTİ Milli Eğitim Bakanlığı tarafından her dönem kayıt parası alınmayacağı açıklanmasına rağmen uygulama devam ediyor. Bakanlığın sözde açıklamalarına okul yönetimleri uymuyor. Bağış adı altında eğitimde gizli özelleştirme devam ediyor. Anayasaya aykırı olarak velilerden okul kayıt parası, temizlik malzemesi parası, okul tamir parası, kağıt parası, fotokopi makinası parası, okul güvenlik ve müstahdem ücreti parası adı altında kırk çeşit para toplanıyor. Milli Eğitim Bakanlığının bunu bilmemesine imkan var mı? Tabii ki yok! Veliler kimi kime şikayet edecek?   ÖĞRETMEN ATAMALARI Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, görevli öğretmenlerin yüzde 75'inin son 20 yılda atandığını söyleyerek bundan AKP’ye pay çıkarmaya çalışıyor. 20 yıldır iktidarda olan bir partinin öğretmen ataması yapması rutin işlerden biridir. Önemli olan öğretmen açığına çare buldunuz mu? Nüfus artışına ve öğretmenlerinin emeklilik oranına göre öğretmen ataması yaptınız mı? ·        2022 yılında 20 bin öğretmen ataması yapıldı. Yeni atama yapılmasını bekliyoruz… ·        2021 yılında sınava giren öğretmen sayısı 376.690, atanan öğretmen sayısı 21.407, atanma oranı yüzde 6,21, emekli olan öğretmen sayısı 15.063 ·        2003 yılında sınava giren öğretmen sayısı  127.973, atanan öğretmen sayısı 22.814, atama oranı yüzde 17,82, emekli öğretmen sayısı ise 24.190 Yıllar itibariyle öğretmen atama sayıları düşmüş. ·        AKP öğretmen açığını kapatma vaadiyle geldi, ancak 20 yıllık iktidarında toplam 724.479 öğretmen atadı. ·        AKP döneminde emekli olan öğretmen sayısı ise 275. 000 ·        Atanmayan öğretmen sayısı ise 700.000’e yaklaşmış. ·        Her yıl 40.000 yeni öğretmen mezunu oluyor. Sayılar ortada… AKP rutinin öğretmen atamanın dışına çıkamamış, öğretmen açığını kapatmak için en küçük bir çaba bile harcamamıştır… MECLİS’E SAYGISIZLIK İPTAL EDİLEN KARİYER BASAMAKLARINI YENİDEN GETİRMEKTİR Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Başkanımızın öğretmenlere “Uzmanlık sınavına girmeyin…” çağrısını Meclis'e saygısızlık olarak görüyor…. Sayın Erdoğan Meclis’e asıl saygısızlık, Anayasa Mahkemesinin reddettiği kariyer basamaklarını yeniden Meclis’ten geçirmektir. Asıl saygısızlık Öğretmenlik Meslek Kanununa itirazımızın Anayasa Mahkemesinde esastan görüşülmesini beklemeden sınav kararı olmanızdır. Meclis iradesini yok saymanızdır! Öğretmenler ve sendikalar ayağa kalkmış. Kimse uzmanlık sınavı istemiyor. AKP'nin sahte Öğretmenlik Meslek Kanunu, TBMM Milli Eğitim Komisyonunda görüşüldüğünde tüm sendikaları bu toplantıya davet etmiştim. Sendikalar o dönem toplantıya katılarak kariyer basamaklarına karşı olduklarını açıklamışlardı. Hatta Eğitim Sen ve Eğitim İş sokağa çıkarak TBMM’nin ve Milli Eğitim Bakanlığı önüne basın açıklaması ve yelem yapmıştı. Sendikaların ve öğretmenlerin karşı çıkmasına rağmen AKP ve MHP oylarıyla kariyer basamakları çıkarılmıştı. AKP şimdi de bu kanuna dayanarak zaten uzman olan öğretmenlerimizi uzmanlık sınavına sokarak  “Sen uzmanlığını elinden alıyorum.” diyor. Öğretmenler odasında uzman öğretmen ve uzman olmayan öğretmen ayrımı yapılarak nifak sokuluyor. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Yönetmelik hazırlanırken ilgili tüm STK ve sendikaların görüşlerini alarak bu çalışmaya şekil verdik.” Diyor. Bütün sendikalar ve öğretmenler uzmanlık sınavına karşı; hangi sendikalara sormuşlar merak ediyoruz. Ayrıca Öğretmenlik Meslek Kanunu hazırlandığında, Eğitim Bir-Sen hariç hiçbir sendikaya sorulmadığını da biliyoruz. Eğitim Bir-Sen de TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonunda kabul etmediklerini açıkladı. Öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve özlük hakları uzmanlık sınavıyla düzeltilemez. Uzmanlık sınavı ancak ve ancak bazı yandaşlara ayrıcalık getirir o kadar. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Bizim öğretmenlerimizin aldıkları eğitimi değerlendirmemiz gerekiyor. Bunun için bu sınavları yapıyoruz.” diyor. Öğretmenler üniversitede 4 yıl kendi alanlarında eğitim alıyor, KPSS sınavını kazanıyor, mülakattan geçiyor, stajını tamamlıyor.   Sonra bir Milli Eğitim Bakanı çıkıp aldığınız eğitimin ve hizmetlerinizin yeterli olup olmadığını ölçmek için sizi sınav yapacağım diyor. Hangi mesleğin tüm çalışanları kuş kadar ücret artışı için böyle bir sınava sokuluyor? Öğretmenlere bu reva mı? Öğretmenlere bu kötülük neden yapılıyor? ÖĞRETMENLER PROMOSYONLARIN EKONOMİK KOŞULLARA GÖRE GÜNCELLENMESİNİ İSTİYOR Ekonomik kriz toplumun tüm kesimlerini vurdu. Bu kesimlerden biri de hiç kuşkusuz yoksulluk sınırı altında maaş alan öğretmenlerimiz oldu.   TÜİK verilerine göre 2022 Temmuz ayında yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 79,60, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise yüzde 144,61 oldu.  Ancak bankalar promosyon hesaplamalarını eski maaşlar üzerinde, eski sözleşmeye göre yapmaktadır.   Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre,  bankacılık sektörü 2022'nin ilk 6 ayında 169 milyar 145 milyon lira net kar elde etti. Sektörün toplam karı geçen yılın ilk 6 ayına göre yüzde 400.5 arttı. Enflasyon oranları, ekonomik kriz ve bankacılık sektörünün karları dikkate alındığında öğretmenlerin banka promosyonlarının zamsız maaşları üzerinden eski sözleşmeleri üzerinden yapılması kabul edilemez. Enflasyon oranının ve ekonomik krizin dikkate alınarak bankalarla yapılan promosyon sözleşmelerinin günün koşullarına göre yeniden yapılması gerekmektedir.   Bu konuya ilişkin TBMM’ne verdiğim soru önergesi ile konuyu Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e sorarak Meclis gündemine de taşıdım.   Buradan bir kez daha Mahmut Hocaya seslemiyorum; öğretmenlerimize sahip çıkın; maaşları kuşa döndü,  yüzde 400 kar eden bankalara ezdirmeyin bari…   ÖZEL OKULLARDA ÇALIŞAN ÖĞRETMENLERİN HAKLARI Çoğu özel okul öğretmen kamuda çalışan öğretmenlerin aldığı ücretin çok altında, çoğu okulda da asgari ücret seviyesinde ücret aldığını biliyoruz. Buna da Milli Eğitim Bakanlığını bir el alması gerek. Özel okullarda çalışan öğretmenlerin maaşları kamuda çalışan öğretmenlerin maaşlarının altında olmamalıdır. ÖĞRETMENLER NE İSTİYOR ·        Gerçek bir “Öğretmenlik Meslek Kanunu “ yapılmasını istiyor     ·        Kariyer sınavının iptal edilmesini istiyor. ·        İnsanca yaşayacakları bir maaş almak istiyor. ·        Bir maaş tutarında hazırlık ödeneği verilmesini istiyor. ·        Kira ve ulaşım yardımı istiyor. ·        Banka promosyonlarının güncellenmesini istiyor. ÖĞRENCİLERİN YARISI SINIFTA MI BIRAKILDI Son günlerde sınıfta kalan öğrenci ve velilerden yoğun bir şekilde “liselilere af” istiyoruz talepleri alıyoruz. Velilerin ve öğrencilerin verdiği sınıfta kalan öğrenci sayıları ise çok anormal rakamlara ulaşmış durumda… Bu sayılar öğrenci başarısızlığıyla açıklanamaz. Örneğin Ankara Keçiören Fetih Anadolu Lisesi 10 J sınıf mevcudu 40 kişi,  sınıftan kalan öğrenci sayısı 25 kişi; 10 E sınıfı 40 kişi, sınıfta kalan öğrenci sayısı 20 kişi… Sınıfta kalan öğrenci sayısı, sınıf mevcudunun yarısını geçiyor… Bu durum öğrencilerin başarısızlığıyla açıklanabilir mi? Normal bir eğitim sisteminde böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Türkiye genelinde öğrencilerin sınıfta bırakıldığı iddiaları var! Türkiye'nin dört bir yanından sınıfta kalan öğrenci ve velilerin “liselere af” çığlığının nedenlerini de açıklıyor.  Veliler “Çocuklarımız okula gitmek istemiyor, pandeminin ağır yükü çocuklarımızın üzerine yıkılmasın, çocuklarımız ellerimizden kayıp gitmesin, af çıksın.” diyorlar. Okul yöneticilerinin sınıfta kalan öğrenci velilerine çocuklarını açık liselere göndermeleri telkininde bulundukları söyleniyor. Konuya TBMM’ne verdiğim soru önergesi ile hem Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e, hem de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a sorarak Meclis gündemine taşıdım. Buradan tüm yetkililere esleniyorum,  bu iddiaların gerçekliği var mı? Kaç lise öğrencisi sınıfta kaldı? İddia edildiği gibi Türkiye çapında lise öğrencileri yoğun bir şekilde sınıfta mı bırakıldı? Konuyu çok yakından takip ediyorum. Gençlerimizi eğitimin dışına iten böyle bir uygulamanın kabul edilmesi mümkün değildir! TOKİ KONUTLARI YURT OLSUN AKP iktidarı 20 yıldır yurt sorununu çözmedi. Bunda gençlerimizi tarikat ve cemaat yurtlarına mahkum etme anlayışının yattığını biliyoruz. Gençlerimiz bu yurtlarda büyük baskı altında, ölümle, tacizle, tecavüzle burun buruna… Okullar açılmadan başta Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere sesleniyorum.   Dört kişilik odalara bir ranza daha koyarak yurt sorununu çözemezsiniz. Acilen yurt yapılması gerek. O zamana kadar da TOKİ’nin yapıp satamadığı konutlarını,  bakanlıkların misafirhanelerini yurt sorunu çözülene kadar öğrencilerimize ücretsiz tahsis etmelisiniz.