Haritada minicik görünen Maldivler, gidince insana “Dünya niye burası kadar güzel değil?” dedirten bir yer. Ben de kendimi Maafushi adasında buldum. Bembeyaz kumlar, turkuaz su… derken otele adımımı attım ve ilk işim sonsuzluk havuzuna bakmak oldu. “Aaa işte benim hayalim!” dedim. Bir yanda Hint Okyanusu, bir yanda ben… Tek sorun, fotoğraf çekerken havuzda dengeyi kaybetme ihtimalimdi. Instagram için çabalarken neredeyse yüzmeyi hatırlamak zorunda kalıyordum.    Sonra sıra geldi adrenalin kısmına: Parasailing! Hani normalde kuşlara “Ne güzel uçuyorsunuz” deriz ya, işte ben o gün kuşlara resmen ortak oldum. Tek fark, onların kanadı vardı, benimse güvenlik ipine bağlı dualarım… Gökyüzünde süzülürken hem manzaraya hayran kaldım hem de aşağıya bakınca “Acaba çamaşırlarımı sersem buradan kurur mu?” diye düşündüm.   Maafushi’nin enerjisi bambaşkaydı. Gündüzleri denizin içinde rengarenk balıklarla yüzüp kendimi “Nemo’nun kayıp akrabası” gibi hissettim, akşamlarıysa sonsuzluk havuzunun kenarında tropikal içecekle gün batımını izlerken “İyi ki gelmişim” dedim.   Maldivler bana göre sadece huzur değil, biraz da komedi. Çünkü burası hem ruhunuzu dinlendiriyor hem de size hayat boyu anlatacak maceralar bırakıyor. Dönerken bavulum ağır değildi ama anılarım kesinlikle kabin bagajına sığmadı.     Benim Gözümle Gezelim Önerileri  • Güneş kremi sürmeden çıkmayın. Yoksa Maldivler dönüşü, “tatilden döndüm” yerine “ızgaradan çıktım” diyebilirsiniz. • Parasailing yapacaksanız kahvaltıyı hafif tutun. Gökyüzünde simit çevirme denemesi yapmak istemezsiniz. • Sonsuzluk havuzunda fotoğraf çekilirken denge önemli. Çünkü romantik bir kare, saniyeler içinde “havuz kazası” videosuna dönüşebilir. • Ada turu yapın. Her ada başka bir hikâye, başka bir sürpriz sunuyor. • Ve en önemlisi: Maldivler’de zamanı unutun, telefonunuzu biraz kenara bırakın. Çünkü asıl hatıra, o anda yaşadıklarınızda gizli.