,, ,
Güney Ferhat Batı
Köşe Yazarı
Güney Ferhat Batı
 

Balkanlarda Bitmeyen Krizler! Uluslararası Aktörler ve Sırbistan-Kosova

Balkanlarda, Yugoslavya sonrasına baktığımız vakit, ister istemez şöyle bir gerçekle karşılaşmaktayız; uluslararası aktörler/güçler tarafından, Yugoslavya’nın önce parçalanması, sonrasında ise bu ülkenin sınırlarında ve bulunduğu Balkan jeopolitiği üzerinde projelerini gerçekleştirmek için dağıtılarak “devletçikler” kurduklarıdır. Pekâlâ, Yugoslavya’yı tarihin tozlu sayfalarına eklediniz, hatta ”böl, parçala ve yönet” mantığıyla 21’inci yüzyılda diğer kıtalara ve ülkelere rol biçmek içinde oluşturdunuz. Sormazlar mı? Tarihe gömülen Yugoslavya’nın çok kimlikli -etnik yapısı- milletini neden kurgulanan kötü projelerinize alet ettiniz, hala ediyorsunuz. Ve böylelikle, Yugoslavya sonrasında cetvel/pergel ile çizilen/oluşan devletlerin günümüze kadar süre gelen bölgesel sorunları ve krizlerin müsebbibi oldunuz.   Balkan jeopolitiğinde yaşanan Sırbistan-Kosova sorunu bunların başında gelmektedir, aynı şekilde Bosna Hersek’i Adriyatik denizi sınırına kadar getirip, denizle bağlantısını kesmek için Hırvatistan’a verilenler ve bunlar gibi birçokları. Yugoslavya’yı yok etmekle kalmayarak, ondan sonrasında kurulan devletlerin halklarını da birbirine kırdırmak için mücadele etmelerine göz yumulmaktadır. Ve maalesef bunlar yetmezmiş gibi, hacim olarak küçük kalan ve güçsüz olan Batı Balkan devletleri/ülkeleri üzerinden uluslararası aktörlerin üstünlük ve menfaat politikası farklı parametreler ile sürdürülüyor. Balkanlarda daha ne kadar sorunsal yaratılmak istenmekte ve kimler (uluslararası aktörler) buradaki kaostan veyahut alevlenen bir savaş istemektedir?    Sırbistan ile Kosova arasında yaşananlar yukarıda da değindiğim gibi, Yugoslavya’nın tarihten silinmesiyle tezahür edenlerdir. Keza, Yugoslavya sonrasında zuhur bulan ülkelerin sınırları -doğal- gelişine değil, sanki bilinçli bir şekilde Balkan jeopolitiğinde kargaşa çıkarmak için çizilmiştir. Bundan dolayıdır ki, Sırbistan ile Kosova arasında özellikle son yıllarda yaşanan sınırların sorunu ve bu sınırlar arasında yaşayan farklı etnik kimliklerin neticesidir. Gerçekten de olayın özünde, Kosova sınırları içerisinde kalan ve Sırbistan sınırına yakın olan bölgenin çoğunluğu Sırplar olmakla beraber, bunlar ne Kosova kimliğini ne plakasını ne de Kosova ile ilintili herhangi bir şeyler kullanmamakta ve kabul etmemektedir. Sonrasında son seçimlerde Sırplar sandığa gitmediği için Kosovalı olanlar seçimleri kazanmış ve yönetici olmuşlardır. Sırbistan-Kosova sorunsalı bununla daha fazla öne çıkmaktadır.     Nihayetinde dünyamızın geldiği vaziyet dikkate alındığında ve Avrupa kıtasında Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, Balkanların bu kadar jeopolitik bir çatışmaya ve burada özellikle etnik kimlikler üzerinden kışkırtılmak istenenler doğru mudur? Kesinlikle hayır ve doğru değildir. Zaten hali hazırda Doğu Avrupa savaş halinde (Rusya-Ukrayna), Güneydoğu Avrupa’da -Balkanlar- çıkacak bir kıvılcım sadece Sırplar ve Kosovalılar ile kalmaz ki, buna Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya, Bosna Hersek ve hatta Bulgaristan dâhil olacaktır, bu mümkündür ve farazi de değildir. Balkanlarda çoğunlukla Slavların olduğu da göz önüne alınmalıdır, zira Sırplar (Sırbistan) tarihsel bir perspektiften bakıldığında Rusya ile yüzyıllardır birlikte ve beraberdir. Her ne kadar Sırbistan Avrupa Birliği’ne (AB) üye olmak için müzakerelerde bulunan bir ülke olsa bile, bu ülkenin ‘kod’ları Ruslarla hareket etmektedir.   Sonuç olarak, sonda söyleyeceğimi başta söylemekte fayda var, hatta şahsım kullanmaktan imtina etmeme rağmen Balkanlar hakikaten literatüre girdiği gibi ‘barut fıçısı’, bir kıvılcıma bakar yayılması. Bu kıvılcım, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebep olan Avusturya-Macaristan prensinin Sırplar tarafından suikastı uğrayarak öldürülmesiyle başlamıştır. Keza, Balkan coğrafyası o tarihten bu yana uluslararası aktörler/güçler tarafından çıkarları doğrultusunda planlarla-projelerle kullanışlı hale getirilmiştir. Günümüz yüzyılına gelinceye kadar jeopolitik anlamda Balkanlar, birçok parametreler eşliğinde daha fazla önem kazanmakta ve stratejik konumdadır.   Balkanlar, Avrupa ve Asya arasında güzergâh olmakla birlikte, Adriyatik Denizi, İyon Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz ile güneyden-batıdan komşu, ayrıca doğu’dan Karadeniz ve kuzeyden de merkezi Avrupa ile komşudur. Sadece bunlara bakıldığında bile, ‘Balkanlarda Bitmeyen Krizler’in olmaması mümkün değildir. Ne var ki, uluslararası aktörlerin buradan nemalanmasını veyahut menfaatlerini gütmemeleri için gerçekleşmesi gerekenler ise Yugoslavya sonrası kurulan tüm ülkelerin AB’ye tam üye olmasıdır. Bu çare midir, tabi ki değil, ancak en azından bir çatı altında olabilecekleri uluslararası/bölgesel örgüt içerisinde olmalarıdır. Bu mevcudiyet Sırbistan-Kosova, Makedonya-Bulgaristan, Bosna Hersek’te yaşanan etnik kimliklerin ve Arnavutluk-Sırbistan arasındaki birçok sorunsalın çözümüne yönelik olabilir.   Akademisyen Güney Ferhat Batı
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2023 - Pazar

Balkanlarda Bitmeyen Krizler! Uluslararası Aktörler ve Sırbistan-Kosova

Balkanlarda, Yugoslavya sonrasına baktığımız vakit, ister istemez şöyle bir gerçekle karşılaşmaktayız; uluslararası aktörler/güçler tarafından, Yugoslavya’nın önce parçalanması, sonrasında ise bu ülkenin sınırlarında ve bulunduğu Balkan jeopolitiği üzerinde projelerini gerçekleştirmek için dağıtılarak “devletçikler” kurduklarıdır. Pekâlâ, Yugoslavya’yı tarihin tozlu sayfalarına eklediniz, hatta ”böl, parçala ve yönet” mantığıyla 21’inci yüzyılda diğer kıtalara ve ülkelere rol biçmek içinde oluşturdunuz. Sormazlar mı? Tarihe gömülen Yugoslavya’nın çok kimlikli -etnik yapısı- milletini neden kurgulanan kötü projelerinize alet ettiniz, hala ediyorsunuz. Ve böylelikle, Yugoslavya sonrasında cetvel/pergel ile çizilen/oluşan devletlerin günümüze kadar süre gelen bölgesel sorunları ve krizlerin müsebbibi oldunuz.

 

Balkan jeopolitiğinde yaşanan Sırbistan-Kosova sorunu bunların başında gelmektedir, aynı şekilde Bosna Hersek’i Adriyatik denizi sınırına kadar getirip, denizle bağlantısını kesmek için Hırvatistan’a verilenler ve bunlar gibi birçokları. Yugoslavya’yı yok etmekle kalmayarak, ondan sonrasında kurulan devletlerin halklarını da birbirine kırdırmak için mücadele etmelerine göz yumulmaktadır. Ve maalesef bunlar yetmezmiş gibi, hacim olarak küçük kalan ve güçsüz olan Batı Balkan devletleri/ülkeleri üzerinden uluslararası aktörlerin üstünlük ve menfaat politikası farklı parametreler ile sürdürülüyor. Balkanlarda daha ne kadar sorunsal yaratılmak istenmekte ve kimler (uluslararası aktörler) buradaki kaostan veyahut alevlenen bir savaş istemektedir? 

 

Sırbistan ile Kosova arasında yaşananlar yukarıda da değindiğim gibi, Yugoslavya’nın tarihten silinmesiyle tezahür edenlerdir. Keza, Yugoslavya sonrasında zuhur bulan ülkelerin sınırları -doğal- gelişine değil, sanki bilinçli bir şekilde Balkan jeopolitiğinde kargaşa çıkarmak için çizilmiştir. Bundan dolayıdır ki, Sırbistan ile Kosova arasında özellikle son yıllarda yaşanan sınırların sorunu ve bu sınırlar arasında yaşayan farklı etnik kimliklerin neticesidir. Gerçekten de olayın özünde, Kosova sınırları içerisinde kalan ve Sırbistan sınırına yakın olan bölgenin çoğunluğu Sırplar olmakla beraber, bunlar ne Kosova kimliğini ne plakasını ne de Kosova ile ilintili herhangi bir şeyler kullanmamakta ve kabul etmemektedir. Sonrasında son seçimlerde Sırplar sandığa gitmediği için Kosovalı olanlar seçimleri kazanmış ve yönetici olmuşlardır. Sırbistan-Kosova sorunsalı bununla daha fazla öne çıkmaktadır.  

 

Nihayetinde dünyamızın geldiği vaziyet dikkate alındığında ve Avrupa kıtasında Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, Balkanların bu kadar jeopolitik bir çatışmaya ve burada özellikle etnik kimlikler üzerinden kışkırtılmak istenenler doğru mudur? Kesinlikle hayır ve doğru değildir. Zaten hali hazırda Doğu Avrupa savaş halinde (Rusya-Ukrayna), Güneydoğu Avrupa’da -Balkanlar- çıkacak bir kıvılcım sadece Sırplar ve Kosovalılar ile kalmaz ki, buna Arnavutluk, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya, Bosna Hersek ve hatta Bulgaristan dâhil olacaktır, bu mümkündür ve farazi de değildir. Balkanlarda çoğunlukla Slavların olduğu da göz önüne alınmalıdır, zira Sırplar (Sırbistan) tarihsel bir perspektiften bakıldığında Rusya ile yüzyıllardır birlikte ve beraberdir. Her ne kadar Sırbistan Avrupa Birliği’ne (AB) üye olmak için müzakerelerde bulunan bir ülke olsa bile, bu ülkenin ‘kod’ları Ruslarla hareket etmektedir.

 

Sonuç olarak, sonda söyleyeceğimi başta söylemekte fayda var, hatta şahsım kullanmaktan imtina etmeme rağmen Balkanlar hakikaten literatüre girdiği gibi ‘barut fıçısı’, bir kıvılcıma bakar yayılması. Bu kıvılcım, Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebep olan Avusturya-Macaristan prensinin Sırplar tarafından suikastı uğrayarak öldürülmesiyle başlamıştır. Keza, Balkan coğrafyası o tarihten bu yana uluslararası aktörler/güçler tarafından çıkarları doğrultusunda planlarla-projelerle kullanışlı hale getirilmiştir. Günümüz yüzyılına gelinceye kadar jeopolitik anlamda Balkanlar, birçok parametreler eşliğinde daha fazla önem kazanmakta ve stratejik konumdadır.

 

Balkanlar, Avrupa ve Asya arasında güzergâh olmakla birlikte, Adriyatik Denizi, İyon Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz ile güneyden-batıdan komşu, ayrıca doğu’dan Karadeniz ve kuzeyden de merkezi Avrupa ile komşudur. Sadece bunlara bakıldığında bile, ‘Balkanlarda Bitmeyen Krizler’in olmaması mümkün değildir. Ne var ki, uluslararası aktörlerin buradan nemalanmasını veyahut menfaatlerini gütmemeleri için gerçekleşmesi gerekenler ise Yugoslavya sonrası kurulan tüm ülkelerin AB’ye tam üye olmasıdır. Bu çare midir, tabi ki değil, ancak en azından bir çatı altında olabilecekleri uluslararası/bölgesel örgüt içerisinde olmalarıdır. Bu mevcudiyet Sırbistan-Kosova, Makedonya-Bulgaristan, Bosna Hersek’te yaşanan etnik kimliklerin ve Arnavutluk-Sırbistan arasındaki birçok sorunsalın çözümüne yönelik olabilir.  

Akademisyen Güney Ferhat Batı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Midyat veysi
(30.09.2023 23:34 - #237)
Tespitleriniz yerinde kaleminize sağlık
Güney Ferhat BATI Değerli Hocam, nezaketiniz ve duyarlılığınız için çok teşekkür ederim.
Güney Ferhat BATI Değerli Hocam, nezaketiniz ve duyarlılığınız için çok teşekkür ederim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Midyat veysi
(30.09.2023 23:34 - #238)
Tespitleriniz yerinde kaleminize sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Cgr
(01.10.2023 17:01 - #239)
Kaleminize sağlık hocam.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.