,, ,
Güney Ferhat Batı
Köşe Yazarı
Güney Ferhat Batı
 

Rusya-Ukrayna Savaşı: Bir Bilinmeyenli’den Çok Bilinmeyenli Yıllara Mı?

Rusya-Ukrayna savaşının bir yılını devirmek üzere günler ve saatler kaldı (24 Şubat 2022). İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ‘’Yugoslavya İç Savaşı’’nı var saymadan, 21’inci yüzyılda Kıta Avrupa’sının yüz yüze kaldığı Rusya-Ukrayna savaşında kimler hanesine karlarını yazdı, kimler hanesine zararlarını yazdı? Aslında kim ne derse desin bu 20’inci yüzyılın ‘’artığından’’ kalan rekabetin ve sonuçlarının tezahürü olan bir savaş. Çift kutuplu dünyanın devasa güçleri ABD (Amerika Birleşik Devletleri) ve SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) idi, Sovyetler Birliğinin parçalanmasıyla birlikte savaşın ‘’baltaları’’ bir süreliğine toprağa gömüldü. Ne var ki, (Kuzey Atlantik Savunma Paktı) NATO’nun genişlemesi Sovyetler Birliğinin devamı niteliğindeki Rusya’yı fazlasıyla rahatsız etti ve ‘’ulusal güvenliğini’’ tehdit etti. Bu defa Soğuk Savaş Döneminin ‘’baltaları’’ yoktu, günümüz yüzyılının savaş teknolojisinin Rusya-Ukrayna savaşında denemeleri vardı. ‘’Batı’’ dünyasının yani ABD/AB ve NATO’nun bu aralar Ukrayna’ya verecekleri/verdikleri tanklarla birlikte, gelişmiş menzile sahip füzeleri de vermeleri bir yılını dolduran savaşın boyutunu ne kadar zamana yayacağı bilinmez, ancak gerçek şudur ki; Rusya-Ukrayna savaşının yıllara yayılacağı aşikârdır.     2014 yılında Rusya tarafından Kırım işgal edildiğinde Ukrayna’nın yapabileceği bir şeyi olmadığı gibi ‘’Batı’’ dünyasından pekte güçlü bir destek görmedi. Yıllar ilerledikçe Ukrayna ordusu NATO tarafından eğitildi, bu eğitim gizli yapıldığı gibi uzun bir sürenin neticesinde olmuştur. Ve bugün geldiğimiz noktada, Rusya-Ukrayna savaşının direncinin arkasında bu eğitimin yansımalarının olduğunu görebilmekteyiz, ayrıca Rus paramiliter güçlerine karşı bugüne kadar gerçekleştirilen püskürtmeler göz ardı edilmemelidir. Rusya-Ukrayna savaşının başından beri ABD’nin vekâlet yoluyla doğrudan Ukrayna’yı desteklediği apaçıktır. Bu savaşın içine başından beri dolaylı olarak çekilmek istenen önemli bir Avrupa ülkesi var; Almanya. ABD ve önderliğindeki NATO şark kurnazlığı yaparcasına Almanya’yı birçok açıdan sıkıştırarak Rusya ile karşı karşıya getirmek istiyor(du) ve hala öyle tasavvur etmekteler. Çünkü Almanya ve Rusya karşı karşıya gelirse, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Almanya’yı askeri açıdan kontrol eden ABD’nin yükü olmayacak kadar hafifleyecek, bu yük Almanya’nın güçlü ekonomisi ile yürütülecektir. Böylece Almanya’nın Rusya ile arası bozularak veyahut bozdurularak tüm ekonomik şartlar Almanya ve Rusya lehine bozulacaktır. Böylelikle bu savaş projesinde AB (Avrupa Birliği) ve Avrupa tamamen ABD’ye bağ(ım)lı olacaktır. Savaşın yükü okyanusun ötesine (Avrupa’ya) taşınacaktır, zira Rusya-Ukrayna savaşının uzaması ABD ekonomisini tahrip etmektedir ki, şimdiden ediyor ve ABD’nin iki yüzyıldır dış politikasında belirleyici bir kişilik olan Henry Kissinger bile uyarmaktadır.   Rusya-Ukrayna savaşı geçen yıl Şubat ayında başlamıştı, tesadüf bu kadar olur uluslararası alanda saygınlık gören ve üst düzey bir zirve olan ‘’Münih Güvenlik Konferansı’’ da her yıl Şubat ayında düzenlenir. 2023 Münih zirvesi yazıma (makaleme) başladığım bugün (17 Şubat) itibariyle başladı. Zirvede çarpıcı söylemler olduğu kadar Rusya’nın olmadığı bir Münih zirvesinin ne kadar nesnel yani objektif olup olmadığını kamuoyuna bırakıyorum?(!) ‘’Batı’’nın silah yardımının devam etmesi gerektiğini sürekli ifade eden Ukrayna yönetimi ve yetkilileri Rusya’nın durdurulamaz olduğunu ve hedef olarak Moldova-Transdinyester’i işgal edeceğini-saldıracağını söylemektedir. Aslında Rusya’nın Kırım işgali sonrası 2018 yılında (belki de ilk defa Türkiye’de yazan biri olarak da) ülkemizin önde gelen bir ‘’Düşünce Kuruluşu’’ için yazdığım ‘’Uluslararası Sistem ile Doğu Avrupa’nın Sorunu: Moldova ve Transdinyester’’ başlıklı makaleme göz atmanızı/okumanızı tavsiye ederim. Zira altı yıl önceki analizlerim doğrultusunda da bugün gerçekleşen Münih zirvesi ile bunun gün geçtikçe arttığını ve Ukrayna sonrası Moldova’da ayrılıkçı bir bölge olan Transdinyester’in hedef olacağını görebilmek mümkündür. Keza bu hafta Moldova Cumhurbaşkanı’nın UEFA Avrupa Ligi futbol eşlemesinde FC Sheriff’in rakibi olan Sırbistan temsilcisi Partizan’ın taraftar getirmemesi gerektiğini ve maça almamasını dikkate aldığınızda tehlikenin boyutu ortadadır; gelecek taraftarlar Moldova’yı karıştıracak ve darbe yapacaklar Rusya için!   Nihayetinde Rusya’nın Ukrayna dâhil olmak üzere Moldova-Transdinyester’e saldırması, NATO’nun da Gürcistan üzerinden Rusya’ya baskısı olağan olmayacak! Rusya kadar, ABD/NATO ve müttefiklerinin Karadeniz üzerinden meydan okumaları tehlikeli bir şekilde artmaktadır. Bu cenderede Türkiye, hem NATO’nun stratejik üyesi hem de an itibariyle Rusya’nın güvenilir komşusudur. Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşında kesinlikle tarafsızlığını korumaya devam etmeli ve fazlasıyla dikkatli olmalıdır, zira gerilim daha da artacaktır. Ezcümle; Karadeniz jeopolitiği daha fazla önem kazanmakla birlikte, hassas bir dönem olmadığı aşikâr ve bu hassasiyet yıllar alacak gibi. Ve Rusya’nın Karadeniz genişlemesi Türkiye içinde olumsuz olacaktır, aynı şekilde NATO kuvvetlerinin de Karadeniz de çoğalması ve genişlemesi Türkiye için yine olumsuzdur. Karadeniz jeopolitiktir ve fazlasıyla stratejiktir(!) Rusya-Ukrayna savaşına ve neticelerine bırakılamayacak kadar? GÜNEY FERHAT BATI
Ekleme Tarihi: 18 Şubat 2023 - Cumartesi

Rusya-Ukrayna Savaşı: Bir Bilinmeyenli’den Çok Bilinmeyenli Yıllara Mı?

Rusya-Ukrayna savaşının bir yılını devirmek üzere günler ve saatler kaldı (24 Şubat 2022). İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ‘’Yugoslavya İç Savaşı’’nı var saymadan, 21’inci yüzyılda Kıta Avrupa’sının yüz yüze kaldığı Rusya-Ukrayna savaşında kimler hanesine karlarını yazdı, kimler hanesine zararlarını yazdı? Aslında kim ne derse desin bu 20’inci yüzyılın ‘’artığından’’ kalan rekabetin ve sonuçlarının tezahürü olan bir savaş. Çift kutuplu dünyanın devasa güçleri ABD (Amerika Birleşik Devletleri) ve SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) idi, Sovyetler Birliğinin parçalanmasıyla birlikte savaşın ‘’baltaları’’ bir süreliğine toprağa gömüldü. Ne var ki, (Kuzey Atlantik Savunma Paktı) NATO’nun genişlemesi Sovyetler Birliğinin devamı niteliğindeki Rusya’yı fazlasıyla rahatsız etti ve ‘’ulusal güvenliğini’’ tehdit etti. Bu defa Soğuk Savaş Döneminin ‘’baltaları’’ yoktu, günümüz yüzyılının savaş teknolojisinin Rusya-Ukrayna savaşında denemeleri vardı. ‘’Batı’’ dünyasının yani ABD/AB ve NATO’nun bu aralar Ukrayna’ya verecekleri/verdikleri tanklarla birlikte, gelişmiş menzile sahip füzeleri de vermeleri bir yılını dolduran savaşın boyutunu ne kadar zamana yayacağı bilinmez, ancak gerçek şudur ki; Rusya-Ukrayna savaşının yıllara yayılacağı aşikârdır.  

 

2014 yılında Rusya tarafından Kırım işgal edildiğinde Ukrayna’nın yapabileceği bir şeyi olmadığı gibi ‘’Batı’’ dünyasından pekte güçlü bir destek görmedi. Yıllar ilerledikçe Ukrayna ordusu NATO tarafından eğitildi, bu eğitim gizli yapıldığı gibi uzun bir sürenin neticesinde olmuştur. Ve bugün geldiğimiz noktada, Rusya-Ukrayna savaşının direncinin arkasında bu eğitimin yansımalarının olduğunu görebilmekteyiz, ayrıca Rus paramiliter güçlerine karşı bugüne kadar gerçekleştirilen püskürtmeler göz ardı edilmemelidir. Rusya-Ukrayna savaşının başından beri ABD’nin vekâlet yoluyla doğrudan Ukrayna’yı desteklediği apaçıktır. Bu savaşın içine başından beri dolaylı olarak çekilmek istenen önemli bir Avrupa ülkesi var; Almanya. ABD ve önderliğindeki NATO şark kurnazlığı yaparcasına Almanya’yı birçok açıdan sıkıştırarak Rusya ile karşı karşıya getirmek istiyor(du) ve hala öyle tasavvur etmekteler. Çünkü Almanya ve Rusya karşı karşıya gelirse, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Almanya’yı askeri açıdan kontrol eden ABD’nin yükü olmayacak kadar hafifleyecek, bu yük Almanya’nın güçlü ekonomisi ile yürütülecektir. Böylece Almanya’nın Rusya ile arası bozularak veyahut bozdurularak tüm ekonomik şartlar Almanya ve Rusya lehine bozulacaktır. Böylelikle bu savaş projesinde AB (Avrupa Birliği) ve Avrupa tamamen ABD’ye bağ(ım)lı olacaktır. Savaşın yükü okyanusun ötesine (Avrupa’ya) taşınacaktır, zira Rusya-Ukrayna savaşının uzaması ABD ekonomisini tahrip etmektedir ki, şimdiden ediyor ve ABD’nin iki yüzyıldır dış politikasında belirleyici bir kişilik olan Henry Kissinger bile uyarmaktadır.

 

Rusya-Ukrayna savaşı geçen yıl Şubat ayında başlamıştı, tesadüf bu kadar olur uluslararası alanda saygınlık gören ve üst düzey bir zirve olan ‘’Münih Güvenlik Konferansı’’ da her yıl Şubat ayında düzenlenir. 2023 Münih zirvesi yazıma (makaleme) başladığım bugün (17 Şubat) itibariyle başladı. Zirvede çarpıcı söylemler olduğu kadar Rusya’nın olmadığı bir Münih zirvesinin ne kadar nesnel yani objektif olup olmadığını kamuoyuna bırakıyorum?(!) ‘’Batı’’nın silah yardımının devam etmesi gerektiğini sürekli ifade eden Ukrayna yönetimi ve yetkilileri Rusya’nın durdurulamaz olduğunu ve hedef olarak Moldova-Transdinyester’i işgal edeceğini-saldıracağını söylemektedir. Aslında Rusya’nın Kırım işgali sonrası 2018 yılında (belki de ilk defa Türkiye’de yazan biri olarak da) ülkemizin önde gelen bir ‘’Düşünce Kuruluşu’’ için yazdığım ‘’Uluslararası Sistem ile Doğu Avrupa’nın Sorunu: Moldova ve Transdinyester’’ başlıklı makaleme göz atmanızı/okumanızı tavsiye ederim. Zira altı yıl önceki analizlerim doğrultusunda da bugün gerçekleşen Münih zirvesi ile bunun gün geçtikçe arttığını ve Ukrayna sonrası Moldova’da ayrılıkçı bir bölge olan Transdinyester’in hedef olacağını görebilmek mümkündür. Keza bu hafta Moldova Cumhurbaşkanı’nın UEFA Avrupa Ligi futbol eşlemesinde FC Sheriff’in rakibi olan Sırbistan temsilcisi Partizan’ın taraftar getirmemesi gerektiğini ve maça almamasını dikkate aldığınızda tehlikenin boyutu ortadadır; gelecek taraftarlar Moldova’yı karıştıracak ve darbe yapacaklar Rusya için!

 

Nihayetinde Rusya’nın Ukrayna dâhil olmak üzere Moldova-Transdinyester’e saldırması, NATO’nun da Gürcistan üzerinden Rusya’ya baskısı olağan olmayacak! Rusya kadar, ABD/NATO ve müttefiklerinin Karadeniz üzerinden meydan okumaları tehlikeli bir şekilde artmaktadır. Bu cenderede Türkiye, hem NATO’nun stratejik üyesi hem de an itibariyle Rusya’nın güvenilir komşusudur. Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşında kesinlikle tarafsızlığını korumaya devam etmeli ve fazlasıyla dikkatli olmalıdır, zira gerilim daha da artacaktır. Ezcümle; Karadeniz jeopolitiği daha fazla önem kazanmakla birlikte, hassas bir dönem olmadığı aşikâr ve bu hassasiyet yıllar alacak gibi. Ve Rusya’nın Karadeniz genişlemesi Türkiye içinde olumsuz olacaktır, aynı şekilde NATO kuvvetlerinin de Karadeniz de çoğalması ve genişlemesi Türkiye için yine olumsuzdur. Karadeniz jeopolitiktir ve fazlasıyla stratejiktir(!) Rusya-Ukrayna savaşına ve neticelerine bırakılamayacak kadar?

GÜNEY FERHAT BATI

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.