,, ,
Güney Ferhat Batı
Köşe Yazarı
Güney Ferhat Batı
 

Balkanlarda Siyaset’in Renkleri Hangi Yönelimde? Bulgaristan’da ‘Rusya’, Karadağ’da ‘Avrupa’

Balkanlar gerek Birinci Dünya Savaşı gerekse İkinci Dünya Savaşı’nda büyük güçlerin -er meydanı- tarihi mücadelelerinin ve savaşlarının yeri olmuştur. Yüzyıllar boyunca Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Yugoslavya Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu gibi nice devletlerin ve medeniyetlerin hüküm sürdüğü coğrafya oldu. Yugoslavya parçalanıp-dağıldıktan sonra, birçok ‘devletçik’ Balkanlarda zuhur buldu. Bu ülkeler, 21’inci yüzyıl itibariyle yüzlerini refah toplumu olan ‘Batı’ya çevirdiler, zira başka seçenekleri yoktu! Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dağılmış ve uyduları konumundaki Balkan ve Doğu Avrupa ülkeleri komünist/sosyalist rejimden kalan yıkım ekonomisi ile yüzleşmiştir.     Balkan ve Doğu Avrupa ülkelerinin, Sovyetler Birliği’nin var olan bu sisteminden çıkmaları kolay olmamıştır. Bu sisteme olan bağımlılık uzun yıllara yayılmış ve komünist/sosyalist kodlardan devlet kurumları kadar, halkın da vazgeçmesinin de zaman aldığını vurgulamak gerekir. Dile kolay, Soğuk Savaş Dönemi’nin bile yarım yüzyıl sürdüğü düşünüldüğünde, Balkanlarda ve Doğu Avrupa’da varın siz tahayyül ediniz Sovyetler Birliği’nin etkisinden kurtulmak nasıl mümkün? Geride bıraktığımız günlerde Balkanlarda siyasi seçimler vardı. Ve bu seçimlerde gerek Bulgaristan gerekse Karadağ’da farklı sonuçların çıkması jeopolitik olduğu kadar jeostratejik olan Balkanlarda siyasetin renklerinin hangi yönelimde olduğunu göstermek açısından önemliydi. Bu bağlamda, iki ülkedeki siyasi seçim sonuçlarının uluslararası ve bölgesel aktörler arasındaki rekabetin Balkanlar yansıması olduğu gerçeğidir.        Balkanlarda gerek Bulgaristan gerekse Karadağ’da gerçekleşen seçimlerde değişimle birlikte, Rusya’nın etkisindeki bir partinin Bulgaristan’da üçüncü olması ve oy yüzdesini yüzde 14 olarak konsolide etmesi muhakkak Avrupa Birliği’ni (AB) tedirgin etmektedir. Aslında son yıllarda Balkanlarda sadece Bulgaristan değil, birçok Balkan ülkesi vatandaşları refahları için Batı Avrupa ülkelerini tercih etmesi nüfusun fazlasıyla düşmesinin ana nedenlerinden biridir. Böylelikle altı buçuk milyona sahip Bulgaristan’da eski Sovyet Birliği (şimdiki Rusya) özlemini çeken bir partinin ilk üç’ün içerisine girmesi olağandır, ne var ki NATO için ise olumlu değildir. Karadağ ise uzun yıllar sonra bir değişime halk olarak imza atarak yeni bir başkan ile devam etmenin zaruri olduğunun farkına vardı(lar). Burada da AB’ye yakınlık ve birlik çatısı altına girmek fazlasıyla cazibe kazandığı için seçimin neticesine yansıdı.     Balkanlarda Bulgaristan özelinde Rusya’nın etkisinin artması ve Karadağ özelinde ise (her ne kadar Sırbistan’ın Rusya’ya yatkın olmasına rağmen yeniliği tercih ettiği göz önüne alındığında) Avrupa Birliği’nin (AB) yani ‘Batı’nın etkisinin artması bizlere Balkanların çeşitliliğini daha doğru bir ifadeyle ‘’kozmopolit’’ yapısını göstermesi açısından önemlidir. Keza, Balkanlar her türlü etkiye açık ve maruz bir ‘jeopolitika’ya sahiptir, aynı zamanda stratejik’tir. Türkiye Cumhuriyeti’nin uzun yıllar Balkanlarda var olan NATO/ABD ve Rusya mücadelesinin yanına bölgede son on yılda özellikle yayılmak isteyen Çin ve Hindistan’a da dikkat etmesi elzemdir. Keza, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’’nin kuruluş kodlarına bakıldığında Balkanların/Rumelinin önemi fazlasıyla görülmektedir. Bulgaristan ve Karadağ seçimlerinin yansımaları Balkanlarda olacaktır, bu iki ülkedeki seçim sonuçları eksen olarak da bazı dengeleri değiştirebilecek midir acaba?     Sonuç olarak, Balkanlarda gerek nüfus gerekse nüfuz olarak küçük çaplara sahip devletlerin çokluğu ne kadar olsa bile, jeopolitik öyle göründüğü gibi değil işte! Her ülke/devlet kendi dinamiklerini barındırır, keza hepsinin kendine göre tarihsel perspektiften bakıldığında geçmişte içerisinde bulunduğu medeniyetlerden aldığı kodlar bulunmaktadır. Bulgaristan ile Karadağ’ın NATO üyesi olması ve birinin Karadeniz’e kıyıdaş diğerinin ise yakınlığı dikkate alındığında, Rusya yanlısı bir siyasal partinin Bulgaristan’da güçlenmesi Moskova’nın etkisini göstermektedir. Hakeza Karadağ’da uzun yıllar sonra yenilikçi bir liderin gelmesi, bu da AB’nin de etkisini göstermektedir. Balkanlarda bu iki ülke içerisinde kritik olanın Bulgaristan olduğunu söylemekle birlikte, buradaki siyasal akımların NATO/ABD tarafından dikkatle izleneceği malumdur. Ve bunun yansımaları Karadeniz olur, Türkiye’nin de stratejik kurumları ve diplomatik misyonlarıyla takipte olması zaruridir. Çünkü Karadeniz’e kıyıdaş ülkeler kadar (Bulgaristan) hinterlandın da bulunanlar da (Karadağ) siyasi renklerinin yönelimi açısından önem arz etmektedir. Akademisyen Güney Ferhat BATI
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2023 - Çarşamba

Balkanlarda Siyaset’in Renkleri Hangi Yönelimde? Bulgaristan’da ‘Rusya’, Karadağ’da ‘Avrupa’

Balkanlar gerek Birinci Dünya Savaşı gerekse İkinci Dünya Savaşı’nda büyük güçlerin -er meydanı- tarihi mücadelelerinin ve savaşlarının yeri olmuştur. Yüzyıllar boyunca Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Yugoslavya Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu gibi nice devletlerin ve medeniyetlerin hüküm sürdüğü coğrafya oldu. Yugoslavya parçalanıp-dağıldıktan sonra, birçok ‘devletçik’ Balkanlarda zuhur buldu. Bu ülkeler, 21’inci yüzyıl itibariyle yüzlerini refah toplumu olan ‘Batı’ya çevirdiler, zira başka seçenekleri yoktu! Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dağılmış ve uyduları konumundaki Balkan ve Doğu Avrupa ülkeleri komünist/sosyalist rejimden kalan yıkım ekonomisi ile yüzleşmiştir.

 

 

Balkan ve Doğu Avrupa ülkelerinin, Sovyetler Birliği’nin var olan bu sisteminden çıkmaları kolay olmamıştır. Bu sisteme olan bağımlılık uzun yıllara yayılmış ve komünist/sosyalist kodlardan devlet kurumları kadar, halkın da vazgeçmesinin de zaman aldığını vurgulamak gerekir. Dile kolay, Soğuk Savaş Dönemi’nin bile yarım yüzyıl sürdüğü düşünüldüğünde, Balkanlarda ve Doğu Avrupa’da varın siz tahayyül ediniz Sovyetler Birliği’nin etkisinden kurtulmak nasıl mümkün? Geride bıraktığımız günlerde Balkanlarda siyasi seçimler vardı. Ve bu seçimlerde gerek Bulgaristan gerekse Karadağ’da farklı sonuçların çıkması jeopolitik olduğu kadar jeostratejik olan Balkanlarda siyasetin renklerinin hangi yönelimde olduğunu göstermek açısından önemliydi. Bu bağlamda, iki ülkedeki siyasi seçim sonuçlarının uluslararası ve bölgesel aktörler arasındaki rekabetin Balkanlar yansıması olduğu gerçeğidir.   

 

 

Balkanlarda gerek Bulgaristan gerekse Karadağ’da gerçekleşen seçimlerde değişimle birlikte, Rusya’nın etkisindeki bir partinin Bulgaristan’da üçüncü olması ve oy yüzdesini yüzde 14 olarak konsolide etmesi muhakkak Avrupa Birliği’ni (AB) tedirgin etmektedir. Aslında son yıllarda Balkanlarda sadece Bulgaristan değil, birçok Balkan ülkesi vatandaşları refahları için Batı Avrupa ülkelerini tercih etmesi nüfusun fazlasıyla düşmesinin ana nedenlerinden biridir. Böylelikle altı buçuk milyona sahip Bulgaristan’da eski Sovyet Birliği (şimdiki Rusya) özlemini çeken bir partinin ilk üç’ün içerisine girmesi olağandır, ne var ki NATO için ise olumlu değildir. Karadağ ise uzun yıllar sonra bir değişime halk olarak imza atarak yeni bir başkan ile devam etmenin zaruri olduğunun farkına vardı(lar). Burada da AB’ye yakınlık ve birlik çatısı altına girmek fazlasıyla cazibe kazandığı için seçimin neticesine yansıdı.

 

 

Balkanlarda Bulgaristan özelinde Rusya’nın etkisinin artması ve Karadağ özelinde ise (her ne kadar Sırbistan’ın Rusya’ya yatkın olmasına rağmen yeniliği tercih ettiği göz önüne alındığında) Avrupa Birliği’nin (AB) yani ‘Batı’nın etkisinin artması bizlere Balkanların çeşitliliğini daha doğru bir ifadeyle ‘’kozmopolit’’ yapısını göstermesi açısından önemlidir. Keza, Balkanlar her türlü etkiye açık ve maruz bir ‘jeopolitika’ya sahiptir, aynı zamanda stratejik’tir. Türkiye Cumhuriyeti’nin uzun yıllar Balkanlarda var olan NATO/ABD ve Rusya mücadelesinin yanına bölgede son on yılda özellikle yayılmak isteyen Çin ve Hindistan’a da dikkat etmesi elzemdir. Keza, ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’’nin kuruluş kodlarına bakıldığında Balkanların/Rumelinin önemi fazlasıyla görülmektedir. Bulgaristan ve Karadağ seçimlerinin yansımaları Balkanlarda olacaktır, bu iki ülkedeki seçim sonuçları eksen olarak da bazı dengeleri değiştirebilecek midir acaba?

 

 

Sonuç olarak, Balkanlarda gerek nüfus gerekse nüfuz olarak küçük çaplara sahip devletlerin çokluğu ne kadar olsa bile, jeopolitik öyle göründüğü gibi değil işte! Her ülke/devlet kendi dinamiklerini barındırır, keza hepsinin kendine göre tarihsel perspektiften bakıldığında geçmişte içerisinde bulunduğu medeniyetlerden aldığı kodlar bulunmaktadır. Bulgaristan ile Karadağ’ın NATO üyesi olması ve birinin Karadeniz’e kıyıdaş diğerinin ise yakınlığı dikkate alındığında, Rusya yanlısı bir siyasal partinin Bulgaristan’da güçlenmesi Moskova’nın etkisini göstermektedir. Hakeza Karadağ’da uzun yıllar sonra yenilikçi bir liderin gelmesi, bu da AB’nin de etkisini göstermektedir. Balkanlarda bu iki ülke içerisinde kritik olanın Bulgaristan olduğunu söylemekle birlikte, buradaki siyasal akımların NATO/ABD tarafından dikkatle izleneceği malumdur. Ve bunun yansımaları Karadeniz olur, Türkiye’nin de stratejik kurumları ve diplomatik misyonlarıyla takipte olması zaruridir. Çünkü Karadeniz’e kıyıdaş ülkeler kadar (Bulgaristan) hinterlandın da bulunanlar da (Karadağ) siyasi renklerinin yönelimi açısından önem arz etmektedir.

Akademisyen Güney Ferhat BATI

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.