,, ,
Baybora Kök
Köşe Yazarı
Baybora Kök
 

İhracat İthalatı Ne Zaman Karşılayacak?

Türkiye’nin dış ticareti ile ilgili en önemli sorunu, ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. Kronik bir sorun haline gelen bu durum ülkenin ekonomik yapısında önemli bir noktayı oluşturmaktadır. Türkiye her 100 dolarlık ithalatına karşılık en az 101 dolar ihracat yapmalıdır ki dış ticaretimiz fazla versin. Ancak 1946 yılından bu yana bu durumu hiç yakalamamış olmamızın birçok sebebi var. Gelelim o sebeplere; Bu durumun başlıca sebebi olarak enerji ithalatçısı konumunda olmamız gelmektedir. Petrol ve gaz ithal edip çabuk tüketilen ve fiyat esnekliği olan malları ihraç etmemiz, dış ticaret fazlası verememizin ana nedeni olarak ele alınabilir. Petrol ve gaz fiyatları uluslararası piyasalarda belirlenmektedir. Daha sonra rafineri ve dağıtıcı fiyatları ile vergiler eklendiğinde yurtiçindeki fiyat ortaya çıkıyor. Bu noktada bizim ilgilendiğimiz kısım ise fiyatların esasen uluslararası piyasalarda belirleniyor olması. Tabi bu fiyat dolar/TL kurundan da fazlasıyla etkileniyor. Kur arttıkça bizim de ithalat bedellerimiz arttığından bunu karşılayacak ihracatı yapmamız bir hayli zorlaşıyor. İkinci önemli husus ise Türkiye’nin katma değerli ürün ihracatında henüz beklenen noktaya gelememiş olması olarak belirtilebilir. Son yıllarda savunma sanayi önemli bir atak yapmış olsa da diğer sektörlerimizde hedeflenen artış gerçekleşmedi. Makine, otomotiv ve robotik teknolojilerin ihracatı konusunda daha yüksek performans göstermesi gereken ülkemiz henüz ortalama rakamların üzerine çıkmış değil. Bu durumun da verilen açığın kapanmaması konusunda önemli bir yeri var. Bir diğer husus ise güçlü olduğumuz ana ihracat kalemlerinde fiyat belirleme konusunda yaşanıyor. İhracat pazarında fiyatın belirleyici bir unsur olması, miktar anlamında artış gösteren ihracatımızın fiyat anlamında gerekli artışı sağlayamaması ile sonuçlanıyor. Bu aşamada da dolar/TL kurunun önemi göz ardı edilemez. TL’nin zayıflaması ihracatımızı artırsa da ithalatımızın artış hızına cevap verecek düzeyde değil. Konuyu rakamlarla ifade edecek olursak, bir önceki yılın rakamlarını incelememiz iyi bir örnek olacaktır. 2021 yılı toplam ihracat rakamımız 225.214.456 dolar iken toplam ithalatımız 271.425.553 dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye sadece 2021 yılında 46.211.095 dolar açık vermiştir. Son beş yıla ait tablo da aşağıdaki gibidir. Peki ne yapmalıyız? Enerji, hammadde, yarı mamul ve teknoloji ithal eden bir ülke olarak ilk adımı yerli üretim, pahada yüksek ve katma değerli ürünlerin ihracatına ağırlık vererek atabiliriz. Daha sonra bu çerçeveyi sürdürülebilir kılmak geliyor. Özellikle son yıllarda güçlendiğimiz savunma sanayi ve teknoloji ihracatı ile açığı kapatmak adına önemli adımlar atılabilir. Diğer taraftan bakacak olursak dışa bağlı olduğumuz zorunlu ürünler dışında ithalatın azaltılması ve serbest ekonomiye zarar vermeyecek planlamaların yapılması gerekmektedir. Tabi tüm bunlar yapılırken daha sağlam bir ekonomik yapı ile yabancı yatırımcıları ülkeye çekmekte fayda olduğunu belirtelim. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana kalıcı bir ihracat kültürü edinmek ve 225 milyar dolar düzeyini aşmış olmak gurur verici. Ancak bir yandan da kronik bir rahatsızlık haline gelen ve 1946 yılından bu yana yakamızı bırakmayan dış ticaret açığı ile el ele mücadele etmeliyiz. Ticaret erbabı, STK’lar ve kanun yapıcılar doğru ekonomik hamleler ile bu durumu tersine çevirmenin kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarını yapmalıdır. Güçlü bir ekonominin ilk ve en önemli adımı ihracat ile atılmalıdır. 
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2022 - Salı

İhracat İthalatı Ne Zaman Karşılayacak?

Türkiye’nin dış ticareti ile ilgili en önemli sorunu, ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. Kronik bir sorun haline gelen bu durum ülkenin ekonomik yapısında önemli bir noktayı oluşturmaktadır. Türkiye her 100 dolarlık ithalatına karşılık en az 101 dolar ihracat yapmalıdır ki dış ticaretimiz fazla versin. Ancak 1946 yılından bu yana bu durumu hiç yakalamamış olmamızın birçok sebebi var. Gelelim o sebeplere;

Bu durumun başlıca sebebi olarak enerji ithalatçısı konumunda olmamız gelmektedir. Petrol ve gaz ithal edip çabuk tüketilen ve fiyat esnekliği olan malları ihraç etmemiz, dış ticaret fazlası verememizin ana nedeni olarak ele alınabilir. Petrol ve gaz fiyatları uluslararası piyasalarda belirlenmektedir. Daha sonra rafineri ve dağıtıcı fiyatları ile vergiler eklendiğinde yurtiçindeki fiyat ortaya çıkıyor. Bu noktada bizim ilgilendiğimiz kısım ise fiyatların esasen uluslararası piyasalarda belirleniyor olması. Tabi bu fiyat dolar/TL kurundan da fazlasıyla etkileniyor. Kur arttıkça bizim de ithalat bedellerimiz arttığından bunu karşılayacak ihracatı yapmamız bir hayli zorlaşıyor.

İkinci önemli husus ise Türkiye’nin katma değerli ürün ihracatında henüz beklenen noktaya gelememiş olması olarak belirtilebilir. Son yıllarda savunma sanayi önemli bir atak yapmış olsa da diğer sektörlerimizde hedeflenen artış gerçekleşmedi. Makine, otomotiv ve robotik teknolojilerin ihracatı konusunda daha yüksek performans göstermesi gereken ülkemiz henüz ortalama rakamların üzerine çıkmış değil. Bu durumun da verilen açığın kapanmaması konusunda önemli bir yeri var.

Bir diğer husus ise güçlü olduğumuz ana ihracat kalemlerinde fiyat belirleme konusunda yaşanıyor. İhracat pazarında fiyatın belirleyici bir unsur olması, miktar anlamında artış gösteren ihracatımızın fiyat anlamında gerekli artışı sağlayamaması ile sonuçlanıyor. Bu aşamada da dolar/TL kurunun önemi göz ardı edilemez. TL’nin zayıflaması ihracatımızı artırsa da ithalatımızın artış hızına cevap verecek düzeyde değil.

Konuyu rakamlarla ifade edecek olursak, bir önceki yılın rakamlarını incelememiz iyi bir örnek olacaktır. 2021 yılı toplam ihracat rakamımız 225.214.456 dolar iken toplam ithalatımız 271.425.553 dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye sadece 2021 yılında 46.211.095 dolar açık vermiştir. Son beş yıla ait tablo da aşağıdaki gibidir.

Peki ne yapmalıyız? Enerji, hammadde, yarı mamul ve teknoloji ithal eden bir ülke olarak ilk adımı yerli üretim, pahada yüksek ve katma değerli ürünlerin ihracatına ağırlık vererek atabiliriz. Daha sonra bu çerçeveyi sürdürülebilir kılmak geliyor. Özellikle son yıllarda güçlendiğimiz savunma sanayi ve teknoloji ihracatı ile açığı kapatmak adına önemli adımlar atılabilir. Diğer taraftan bakacak olursak dışa bağlı olduğumuz zorunlu ürünler dışında ithalatın azaltılması ve serbest ekonomiye zarar vermeyecek planlamaların yapılması gerekmektedir. Tabi tüm bunlar yapılırken daha sağlam bir ekonomik yapı ile yabancı yatırımcıları ülkeye çekmekte fayda olduğunu belirtelim.

Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana kalıcı bir ihracat kültürü edinmek ve 225 milyar dolar düzeyini aşmış olmak gurur verici. Ancak bir yandan da kronik bir rahatsızlık haline gelen ve 1946 yılından bu yana yakamızı bırakmayan dış ticaret açığı ile el ele mücadele etmeliyiz. Ticaret erbabı, STK’lar ve kanun yapıcılar doğru ekonomik hamleler ile bu durumu tersine çevirmenin kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarını yapmalıdır. Güçlü bir ekonominin ilk ve en önemli adımı ihracat ile atılmalıdır. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mustafa Duran
(22.11.2022 21:12 - #181)
Güncel ve yerinde ir yazı olmuş
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.