,, ,
Baybora Kök
Köşe Yazarı
Baybora Kök
 

İhracatçıyı Yine Zor Günler Bekliyor

2020 yılının mart ayından bugüne dek onlarca farklı sorunla baş eden ihracatçılar şimdi de parite sorunu ile karşı karşıya. Ekonomik olarak son iki yıldır planlama ve tedarik zinciri konusunda zorluk yaşayan ihracatçılar bu defa paritenin kıskacına yakalandı. Biraz geriye gidip süreci hatırlayalım. Covid 19 pandemisi ile birlikte tüketim alışkanlıklarının değişmesi, yeni sektörlerin oluşması, bazı sektörlerin şekil değiştirmesi, hammadde krizleri, tedarik zincirinin zayıflaması, tüketimin azalması ve zorunlu mallar dışındaki ürünlerin taleplerindeki azalma ihracatçılarımızı zaten yeterince etkilemişti. Tekstil sektörünün imdadına maske, tulum, önlük gibi ürünler yetişse de birçok sektör maalesef bu tarz çıkış kapıları bulmakta hayli zorlandı. Bu duruma ek lojistik maliyetlerindeki yüksek oranlı artış ticareti neredeyse durma noktasına getirmişti. Daha sonra yaşanan döviz krizleri alınan önlemler ve ani dalgalanmalar fiyatlama konusunda ciddi sıkıntılar doğurmuş ve tüm bunlardan başta ihracatçılar etkilenmişti. Tam normalleşme sürecine girme eğilimi seyrederken Rusya-Ukrayna savaşı ve yüksek enflasyon süreçleri baş gösterdi. Şimdi de uzun yıllardır karşılaşmadığımız bir durum ile karşılaşıyoruz. Dolar ve Euro tam 20 yıl sonra TL karşısında eşitlendi ve bu durum, Dolar ile harcama yapıp Euro ile gelir sağlayan ihracatçılarımız için beklenmedik bir sorun doğurdu. Bu durumun getirdiği ilk sonuç ise birçok sektördeki kaybın, toplam gelirin %15’ine ulaşması oldu. İhracatının büyük kısmını Avrupa Birliği’ne gerçekleştiren, hammadde ithalatını ise Asya ülkelerinden dolar ile yapan birçok sektörde, parite kaynaklı kayıpların arttığı belirtiliyor. Dolar/Euro paritesi en son 2000’li yılların başında 1’in altını görmüştü. 2008’de 1,60 seviyelerini zorlayan parite Mayıs 2021’in ardından yeniden düşüş trendine girmişti. Bu yılın başında 1,13 seviyelerinde bulunan parite, ABD’de Fed’in sıkılaştırma politikalarına karşılık Avrupa’da ise resesyon endişesinin yükselmesiyle 20 yılın ardından ilk kez eşitlendi.  Durumu rakamlarla açıklamakta fayda var. 2021 yılının resmi TÜİK rakamlarına göre, Euro cinsinden gerçekleşen ihracat 103 milyar iken, dolar cinsinden gerçekleşen ihracat 109 milyar düzeyindeydi. İthalatta ise dolar cinsinden gerçekleştirilen işlemlerin ciddi bir üstünlüğü söz konusu. 2021 yılında Dolar cinsinden yapılan ithalat toplam 176 milyar iken, Euro ile yapılan ithalat 79 milyar civarında. Durum böyle iken doların güçlenerek Euro’nun değer kaybetmesi ihracatçılarımızı haklı olarak endişelendiriyor. Hazır giyim, otomotiv, kimya, deri, enerji, demir, çelik, mobilya gibi sektör STK’larının açıklamalarına göre her sektörün oransal olarak farklı kayıpları söz konusu. Birçok sektörde hammadde ithalatlarının dolarla yapılması ve ihracatın AB’ye yönelik gerçekleşmesi gelir seviyesinde %5 ile %20 arasında kayıplar oluşturmakta. Bu konuda tüm sektörlerin ortak bir kanısı mevcut, artık uzak pazarlara ve yeniliklere daha fazla odaklanmak gerektiği. Bu doğrultuda ihracat hedeflerimizi AB dışındaki büyük pazarlara çevirerek bu durumu bir fırsata çevirebiliriz. Hem globaldeki pazar payımız büyümüş olacak hem de parite sorununu bir nebze olsun hızlıca aşmış olacağız.  Yeni bir sınav ve yine çözüm ellerimizde. Bu durumun da altından kalktıktan sonra daha radikal kararlar ile süreçlerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Hep söylediğimiz gibi enseyi karartmak yok.  
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2022 - Salı

İhracatçıyı Yine Zor Günler Bekliyor

2020 yılının mart ayından bugüne dek onlarca farklı sorunla baş eden ihracatçılar şimdi de parite sorunu ile karşı karşıya. Ekonomik olarak son iki yıldır planlama ve tedarik zinciri konusunda zorluk yaşayan ihracatçılar bu defa paritenin kıskacına yakalandı.

Biraz geriye gidip süreci hatırlayalım. Covid 19 pandemisi ile birlikte tüketim alışkanlıklarının değişmesi, yeni sektörlerin oluşması, bazı sektörlerin şekil değiştirmesi, hammadde krizleri, tedarik zincirinin zayıflaması, tüketimin azalması ve zorunlu mallar dışındaki ürünlerin taleplerindeki azalma ihracatçılarımızı zaten yeterince etkilemişti. Tekstil sektörünün imdadına maske, tulum, önlük gibi ürünler yetişse de birçok sektör maalesef bu tarz çıkış kapıları bulmakta hayli zorlandı. Bu duruma ek lojistik maliyetlerindeki yüksek oranlı artış ticareti neredeyse durma noktasına getirmişti. Daha sonra yaşanan döviz krizleri alınan önlemler ve ani dalgalanmalar fiyatlama konusunda ciddi sıkıntılar doğurmuş ve tüm bunlardan başta ihracatçılar etkilenmişti.

Tam normalleşme sürecine girme eğilimi seyrederken Rusya-Ukrayna savaşı ve yüksek enflasyon süreçleri baş gösterdi. Şimdi de uzun yıllardır karşılaşmadığımız bir durum ile karşılaşıyoruz. Dolar ve Euro tam 20 yıl sonra TL karşısında eşitlendi ve bu durum, Dolar ile harcama yapıp Euro ile gelir sağlayan ihracatçılarımız için beklenmedik bir sorun doğurdu. Bu durumun getirdiği ilk sonuç ise birçok sektördeki kaybın, toplam gelirin %15’ine ulaşması oldu.

İhracatının büyük kısmını Avrupa Birliği’ne gerçekleştiren, hammadde ithalatını ise Asya ülkelerinden dolar ile yapan birçok sektörde, parite kaynaklı kayıpların arttığı belirtiliyor. Dolar/Euro paritesi en son 2000’li yılların başında 1’in altını görmüştü. 2008’de 1,60 seviyelerini zorlayan parite Mayıs 2021’in ardından yeniden düşüş trendine girmişti. Bu yılın başında 1,13 seviyelerinde bulunan parite, ABD’de Fed’in sıkılaştırma politikalarına karşılık Avrupa’da ise resesyon endişesinin yükselmesiyle 20 yılın ardından ilk kez eşitlendi. 

Durumu rakamlarla açıklamakta fayda var. 2021 yılının resmi TÜİK rakamlarına göre, Euro cinsinden gerçekleşen ihracat 103 milyar iken, dolar cinsinden gerçekleşen ihracat 109 milyar düzeyindeydi. İthalatta ise dolar cinsinden gerçekleştirilen işlemlerin ciddi bir üstünlüğü söz konusu. 2021 yılında Dolar cinsinden yapılan ithalat toplam 176 milyar iken, Euro ile yapılan ithalat 79 milyar civarında. Durum böyle iken doların güçlenerek Euro’nun değer kaybetmesi ihracatçılarımızı haklı olarak endişelendiriyor.

Hazır giyim, otomotiv, kimya, deri, enerji, demir, çelik, mobilya gibi sektör STK’larının açıklamalarına göre her sektörün oransal olarak farklı kayıpları söz konusu. Birçok sektörde hammadde ithalatlarının dolarla yapılması ve ihracatın AB’ye yönelik gerçekleşmesi gelir seviyesinde %5 ile %20 arasında kayıplar oluşturmakta.

Bu konuda tüm sektörlerin ortak bir kanısı mevcut, artık uzak pazarlara ve yeniliklere daha fazla odaklanmak gerektiği. Bu doğrultuda ihracat hedeflerimizi AB dışındaki büyük pazarlara çevirerek bu durumu bir fırsata çevirebiliriz. Hem globaldeki pazar payımız büyümüş olacak hem de parite sorununu bir nebze olsun hızlıca aşmış olacağız.  Yeni bir sınav ve yine çözüm ellerimizde. Bu durumun da altından kalktıktan sonra daha radikal kararlar ile süreçlerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Hep söylediğimiz gibi enseyi karartmak yok.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.