,, ,

İş Dünyasının Asgari Ücret Beklentisi Belli Oldu 27.800 TL.

Ekonomi 10.12.2025 - 16:25, Güncelleme: 10.12.2025 - 16:25 419 kez okundu.
 

İş Dünyasının Asgari Ücret Beklentisi Belli Oldu 27.800 TL.

Bağımsız araştırma şirketi Loginsight tarafından reel sektör yöneticileriyle gerçekleştirilen yeni araştırmada, 2026 yılına yaklaşılırken asgari ücret tartışmalarının yalnızca ücret artışı perspektifiyle değil; kamu politikaları, enflasyonla mücadele ve şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirliği çerçevesinde ele alındığını ortaya koyuyor.
Araştırma; Türkiye ekonomisinin nabzının attığı şehirlerde, farklı sektörleri temsil eden ve yönetici pozisyonunda görev yapan 202 iş dünyası temsilcisiyle, online yöntemle gerçekleştirildi. Saha çalışması 4–5 Aralık 2025 tarihlerinde tamamlandı. İş dünyasının 2026 asgari ücret beklentisi: 27.800 TL Araştırma kapsamında katılımcıların verdiği yanıtlar doğrultusunda, 2026 yılına yönelik ortalama asgari ücret beklentisi 27.800 TL olarak belirlendi. Bu rakam, iş dünyasının yüksek enflasyon ortamında maliyet baskısını güçlü biçimde hissettiğini; ancak çalışanların alım gücünü koruma ihtiyacını da göz ardı etmediğini ortaya koyuyor. Ortaya çıkan beklenti seviyesi, bir süredir devam eden ekonomik belirsizlik ortamında şirketlerin kontrollü, öngörülebilir ve yönetilebilir ücret artışlarını tercih ettiğine işaret ediyor. İş dünyası, ani ve sert artışlar yerine, ekonomik dengelerle uyumlu bir artış politikasını daha sürdürülebilir görüyor. Asgari ücret belirlenirken hangi dinamikler öne çıkıyor? Asgari ücretin 2026 yılında reel olarak çalışan refahını artırıp artırmayacağı sorulduğunda %54,5’lik bir kesim “hayır” cevabı verirken, kısmen diyenlerin oranı ise %36,6 olarak öne çıkıyor. Evet diyenlerin oranı ise sadece %8,9 ile sınırlı kalıyor. Araştırmanın dikkat çeken bulgularından biri, iş dünyasının asgari ücretin hangi faktörler doğrultusunda belirlenmesi gerektiğine dair yaklaşımı oldu. Katılımcıların %55,5’i, asgari ücret kararlarında kamu politikalarını en belirleyici unsur olarak tanımlıyor. Bunu sırasıyla: enflasyon oranı (%21,8), toplumsal beklenti ve sosyal baskı (%11,9), döviz kuru hareketleri (%7,9) izliyor. İşgücü arz talep dengesi (%2) ve işveren maliyetleri (%1) ise son sıralarda yer alıyor. Bu tablo, iş dünyasının ücret politikalarını yalnızca ekonomik göstergelerle sınırlı görmediğini; siyasi kararlar ve toplumsal hassasiyetlerle birlikte değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Özellikle kamu politikalarına atfedilen yüksek önem, ücret kararlarının makroekonomik çerçevenin ötesinde stratejik bir gündem maddesi olarak ele alındığını gösteriyor.     Ücret artışlarına karşı iş dünyasının stratejisi: Maliyet değil dönüşüm yönetimi Araştırma, yüksek asgari ücret ihtimaline karşı şirketlerin nasıl bir yol izlemeyi planladığına dair önemli ipuçları sunuyor. Katılımcıların %58,4’ü, bu süreçte öncelikli stratejinin verimliliği artırmaya yönelik uygulamalar olduğunu ifade ediyor. Diğer öne çıkan yanıtlar ise şu şekilde sıralanıyor; otomasyon ve dijitalleşme yatırımlarına hız verme (%16,8), ürün ve hizmet fiyatlarında artışa gitme (%10,9), ücret ve yan hak politikalarını yeniden yapılandırma (%8,9) ve istihdam azaltma (%5). Bu dağılım, iş dünyasının ücret artışlarını doğrudan istihdam daraltma yoluyla değil; daha çok teknoloji, süreç iyileştirme ve organizasyonel verimlilik üzerinden yönetmeyi hedeflediğini gösteriyor. Asgari ücrette temel denge arayışı “Asgari ücret belirlenirken en çok hangi denge gözetilmeli?” sorusu, iş dünyasının yaklaşımını net biçimde ortaya koyuyor. Katılımcıların yanıtlarına göre öncelikler şu şekilde sıralanıyor; çalışan refahı (%46,5), enflasyonla mücadele (%24,8), işverenin maliyet dengesi (%10,9), istihdamın korunması (%8,9) ve aynı seviyede ekonomik büyüme (%8,9).  “Asgari ücret artık yalnızca bir maaş başlığı değil, bir dönüşüm başlığı” Araştırma sonuçlarını değerlendiren Bağımsız araştırma şirketi Loginsight CEO’su Kadir Duzcu, bulguların iş dünyasında önemli bir zihniyet dönüşümüne işaret ettiğini vurguladı ve şöyle dedi: “Araştırma bulguları, iş dünyasında ücret gündeminin giderek daha bütüncül bir zemine taşındığını; çalışan refahı ile makroekonomik dengelerin birlikte değerlendirildiği yeni bir yaklaşımın güç kazandığını gösteriyor. Yani iş dünyası asgari ücreti artık tek başına bir maaş düzenlemesi olarak görmediğini çok net şekilde ortaya koyuyor. Kamu politikaları, enflasyonla mücadele, verimlilik ve dijital dönüşüm aynı denklem içinde ele alınıyor. Şirketlerin verimlilik ve otomasyon yatırımlarına yönelmesi, önümüzdeki dönemde ücret artışlarının sürdürülebilirliğinin ancak dönüşümle sağlanabileceğini gösteriyor. 2026’ya yaklaşırken asıl kritik soru ‘asgari ücret ne kadar artacak?’ sorusu değil; ‘bu artış şirketler ve ekonomi için nasıl sağlıklı yönetilecek?’ sorusu olacak. Bu süreci sağlıklı yönetebilen organizasyonlar ayakta kalacak”.  
Bağımsız araştırma şirketi Loginsight tarafından reel sektör yöneticileriyle gerçekleştirilen yeni araştırmada, 2026 yılına yaklaşılırken asgari ücret tartışmalarının yalnızca ücret artışı perspektifiyle değil; kamu politikaları, enflasyonla mücadele ve şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirliği çerçevesinde ele alındığını ortaya koyuyor.

Araştırma; Türkiye ekonomisinin nabzının attığı şehirlerde, farklı sektörleri temsil eden ve yönetici pozisyonunda görev yapan 202 iş dünyası temsilcisiyle, online yöntemle gerçekleştirildi. Saha çalışması 4–5 Aralık 2025 tarihlerinde tamamlandı.

İş dünyasının 2026 asgari ücret beklentisi: 27.800 TL

Araştırma kapsamında katılımcıların verdiği yanıtlar doğrultusunda, 2026 yılına yönelik ortalama asgari ücret beklentisi 27.800 TL olarak belirlendi. Bu rakam, iş dünyasının yüksek enflasyon ortamında maliyet baskısını güçlü biçimde hissettiğini; ancak çalışanların alım gücünü koruma ihtiyacını da göz ardı etmediğini ortaya koyuyor.

Ortaya çıkan beklenti seviyesi, bir süredir devam eden ekonomik belirsizlik ortamında şirketlerin kontrollü, öngörülebilir ve yönetilebilir ücret artışlarını tercih ettiğine işaret ediyor. İş dünyası, ani ve sert artışlar yerine, ekonomik dengelerle uyumlu bir artış politikasını daha sürdürülebilir görüyor.

Asgari ücret belirlenirken hangi dinamikler öne çıkıyor?

Asgari ücretin 2026 yılında reel olarak çalışan refahını artırıp artırmayacağı sorulduğunda %54,5’lik bir kesim “hayır” cevabı verirken, kısmen diyenlerin oranı ise %36,6 olarak öne çıkıyor. Evet diyenlerin oranı ise sadece %8,9 ile sınırlı kalıyor.

Araştırmanın dikkat çeken bulgularından biri, iş dünyasının asgari ücretin hangi faktörler doğrultusunda belirlenmesi gerektiğine dair yaklaşımı oldu. Katılımcıların %55,5’i, asgari ücret kararlarında kamu politikalarını en belirleyici unsur olarak tanımlıyor.

Bunu sırasıyla: enflasyon oranı (%21,8), toplumsal beklenti ve sosyal baskı (%11,9), döviz kuru hareketleri (%7,9) izliyor. İşgücü arz talep dengesi (%2) ve işveren maliyetleri (%1) ise son sıralarda yer alıyor.

Bu tablo, iş dünyasının ücret politikalarını yalnızca ekonomik göstergelerle sınırlı görmediğini; siyasi kararlar ve toplumsal hassasiyetlerle birlikte değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Özellikle kamu politikalarına atfedilen yüksek önem, ücret kararlarının makroekonomik çerçevenin ötesinde stratejik bir gündem maddesi olarak ele alındığını gösteriyor.

 

 

Ücret artışlarına karşı iş dünyasının stratejisi: Maliyet değil dönüşüm yönetimi

Araştırma, yüksek asgari ücret ihtimaline karşı şirketlerin nasıl bir yol izlemeyi planladığına dair önemli ipuçları sunuyor. Katılımcıların %58,4’ü, bu süreçte öncelikli stratejinin verimliliği artırmaya yönelik uygulamalar olduğunu ifade ediyor.

Diğer öne çıkan yanıtlar ise şu şekilde sıralanıyor; otomasyon ve dijitalleşme yatırımlarına hız verme (%16,8), ürün ve hizmet fiyatlarında artışa gitme (%10,9), ücret ve yan hak politikalarını yeniden yapılandırma (%8,9) ve istihdam azaltma (%5).

Bu dağılım, iş dünyasının ücret artışlarını doğrudan istihdam daraltma yoluyla değil; daha çok teknoloji, süreç iyileştirme ve organizasyonel verimlilik üzerinden yönetmeyi hedeflediğini gösteriyor.

Asgari ücrette temel denge arayışı

“Asgari ücret belirlenirken en çok hangi denge gözetilmeli?” sorusu, iş dünyasının yaklaşımını net biçimde ortaya koyuyor. Katılımcıların yanıtlarına göre öncelikler şu şekilde sıralanıyor; çalışan refahı (%46,5), enflasyonla mücadele (%24,8), işverenin maliyet dengesi (%10,9), istihdamın korunması (%8,9) ve aynı seviyede ekonomik büyüme (%8,9).

 “Asgari ücret artık yalnızca bir maaş başlığı değil, bir dönüşüm başlığı”

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Bağımsız araştırma şirketi Loginsight CEO’su Kadir Duzcu, bulguların iş dünyasında önemli bir zihniyet dönüşümüne işaret ettiğini vurguladı ve şöyle dedi:

“Araştırma bulguları, iş dünyasında ücret gündeminin giderek daha bütüncül bir zemine taşındığını; çalışan refahı ile makroekonomik dengelerin birlikte değerlendirildiği yeni bir yaklaşımın güç kazandığını gösteriyor. Yani iş dünyası asgari ücreti artık tek başına bir maaş düzenlemesi olarak görmediğini çok net şekilde ortaya koyuyor. Kamu politikaları, enflasyonla mücadele, verimlilik ve dijital dönüşüm aynı denklem içinde ele alınıyor. Şirketlerin verimlilik ve otomasyon yatırımlarına yönelmesi, önümüzdeki dönemde ücret artışlarının sürdürülebilirliğinin ancak dönüşümle sağlanabileceğini gösteriyor. 2026’ya yaklaşırken asıl kritik soru ‘asgari ücret ne kadar artacak?’ sorusu değil; ‘bu artış şirketler ve ekonomi için nasıl sağlıklı yönetilecek?’ sorusu olacak. Bu süreci sağlıklı yönetebilen organizasyonlar ayakta kalacak”.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve newsfindy.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.