Günümüz edebiyatının en önemli isimlerinden, otuzdan fazla ulusal ve uluslararası ödüle layık görülen Zülfü Livaneli, üç yıl aradan sonra yayımladığı yeni romanı "Bekle Beni" ile okurlarıyla buluştu ve büyük bir başarı yakaladı. Roman, daha ilk haftasında ikinci baskıya girerek toplam 250.000 adet baskı sayısına ulaştı.

"Bekle Beni," bir kuşağın yaşamak zorunda kaldığı acı olayları ve ortak hikâyeleri merkezine alıyor. Livaneli, eserini şu çarpıcı ifadelerle tanımlıyor:

“Bekle Beni, fırtınalar içinde yitip giden arkadaşlarımıza bir saygı duruşu olarak algılanmalı.”

Roman, aşkı, dostluğu, aile bağını ve özgürlük tutkusunu ince ince işlerken, bir ülkenin özgürlük yolunda çektiği zorlukları, baskıya karşı girişilen mücadeleyi, direnmenin, yalnız bırakılmanın ve dayanışmanın güçlü bir panoraması olarak öne çıkıyor.

Romanın ana kahramanları Leyla ile Selim, aşkın coşkusuyla bir hayat kurma mücadelesi verirken kendilerini zorlu bir ayrılığın ve mücadelenin tam ortasında buluyor. Bir yanda birbirlerine kavuşma telaşı, diğer yanda özgürlük mücadelesi onları farklı yerlere sürüklüyor. Livaneli’nin usta kalemi, aşklarının direnişlerini besleyeceğini, direnişlerinin ise aşklarını güçlendireceğini anlatıyor.

Romanın o zorlu anlarından bir kesit, hikâyenin ağırlığını hissettiriyor:

"Polisler Selim’i alıp götürdüler. Gitmeden önce Leyla’ya son bir kez sarıldı, kulağına fısıldadı: ‘Güçlü ol Leyla. Bu da geçecek.’ Ama ikisi de biliyordu ki önlerinde zorlu ve belirsiz günler vardı. Selim’in yokluğu evin her köşesine sinmiş, sessiz bir çığlık gibi Leyla’nın yüreğini dağlıyordu. Her şey bir anda değişmişti, geri dönüşü olmayan bir noktaya gelinmişti, bir uçurumun kenarındaydılar, düşüş başlamıştı."

Zülfü Livaneli'nin bu yeni eseri hakkında ne düşünüyorsunuz? Romanı okumayı düşünüyor musunuz?