Dervişoğlu'ndan 'Terörsüz Türkiye' Sürecine Sert Çıkış: "Anayasa Çiğnenir!"
Dervişoğlu'ndan 'Terörsüz Türkiye' Sürecine Sert Çıkış: "Anayasa Çiğnenir!"
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Terörsüz Türkiye" adı altında yürütülen sürece tepki gösterdi. Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın, işlediği suçlara devam eden biri olarak 25 yıllık tutukluluk sonrası "umut hakkından" yararlandırılmaya çalışılmasının Anayasa ve hukukun çiğnenmesi anlamına geleceğini söyledi. Dervişoğlu, bu durumu "hukuksuzluğun, devleti yönetenler tarafından bir suçlunun lehine kullanılması" ve "bir suçun işlenmesi hali" olarak niteledi. Mevcut durumda suç duyurusunda bulunmayacağını belirten Dervişoğlu, "Zamanı geldi mi bu suçun hesabının sorulması lazım" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Sözcü TV'de Serap Belovacıklı'nın sorularını yanıtlayarak, "Terörsüz Türkiye" adıyla yürütülen sürece yönelik en sert eleştirilerini dile getirdi. Dervişoğlu, sürecin kurgulayıcıların planına göre ilerletilmeye çalışıldığını ancak Türk milleti tarafından kabul görmeyeceğini ifade etti.
"Komisyonda Bulunmak Meşruiyet Kazandırır"
Süreç kapsamında kurulan komisyona değinen Dervişoğlu, muhalefet partilerine bu komisyonun meşrulaştırılmasına katkı sağlamaktan uzak durma çağrısını yineledi. Komisyonun karar nisabının nitelikli çoğunlukla belirlendiğini ve bu çoğunluğun önceden hazırlandığını savundu.
"Bu komisyonun alacağı kararlara karşı olanlar... komisyonun hayal ettiği senaryonun yaşama geçmesini engelleyemeyeceklerdir. Dolayısıyla orada bulunup bu komisyona meşruiyet kazandırmalarının mahsurlarına işaret ettim... İmralı'ya gitmediği için kendini olumlamaya çalışan siyasi partilerin, o komisyonda bulunmalarını sorgulamaları gerektiğini hususunun altını çiziyorum."
Dervişoğlu, komisyonu "korsan komisyon" olarak nitelendirerek, "Bu korsan komisyon, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni suça alet etme mekanizmasıdır" dedi ve kapalı oturum kararlarının milletten saklandığını belirtti.
Sürecin Amacı: Öcalan’ın Özgürlüğü
Sürecin "Terörsüz Türkiye'nin inşasıyla bir alakası yok" değerlendirmesini yapan Dervişoğlu, asıl amacı açıkladı:
“Bu süreç neresinden bakarsanız bakın Abdullah Öcalan'a özgürlüğünü sağlamak ve buna bağlı olarak da kendisiyle birlikte örgütünde bulunan bazı kişilerin siyaset yapma hakkının sağlanmasına yönelik adımlar içerecektir.”
Dervişoğlu, Öcalan’ın sürecin en önemli aktörü olarak gösterilmesinin içini acıttığını ve bunun "hazin bir durum" olduğunu dile getirdi. "Kimdir Abdullah Öcalan? Abdullah Öcalan 50 bin evladımızın katili, milli kimliğimizi tahrip etmeye yönelik adımları 50 senedir kurgulayan bir terörist başıdır" ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.
Erdoğan’ın İki Şapkası ve Üç Aşamalı Plan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sürece yönelik tutumunu değerlendiren Dervişoğlu, "Cumhurbaşkanı olarak konuya ziyadesiyle tedbirli yaklaşıyor ama AK Parti Genel Başkanı olarak kendisinin iştahlı davrandığını söyleyebilirim" yanıtını verdi.
Dervişoğlu, bu durumu üç aşamalı tehlikeli bir plan olarak gördüğünü öne sürdü:
-
Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha cumhurbaşkanı olarak seçilmesi.
-
Abdullah Öcalan’ın hürriyetine kavuşturulması.
-
Büyük Ortadoğu Projesi’nin yol taşlarının yeniden döşenmeye çalışılması.
Dördüncü adımı ise "Cumhuriyetsiz bir Türkiye, Türksüz bir Cumhuriyet" olarak tanımladı ve milletin bu tehlikeli durumu ciddiye alması gerektiğini vurguladı.
"Darağacına Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Taşımak İstiyorsunuz"
"Terörsüz Türkiye'yi neden istemiyorsunuz?" eleştirilerine yanıt veren Dervişoğlu, bu hamasi söylemlerle işin üstesinden gelinemeyeceğini söyledi.
"Siz darağacına Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni taşımak istiyorsunuz. Bunun için verilmesi gereken bir can varsa ve bu can eğer terörsüz, huzurlu bir Türkiye’nin inşasına katkı sağlayacaksa ben canımı vereyim."
"Öcalan'a Böyle Bir Misyon Yüklenmesi Hazin"
Dervişoğlu, "Türkiye’nin bütün gücüyle terör örgütünü bitirme noktasına geldiği" bir zamanda bu sürecin başlamasının, bitirilme noktasına gelmiş bir terör örgütüne "can suyu vermekten başka bir anlam taşımadığını" söyledi.
Öcalan’ın süreçle aktör olarak tanımlanmasının tehlikesine de dikkat çekerek, cani başını bütün Kürtlerin temsilcisi durumuna getirmenin, Kürt kardeşlerimizin kendilerini farklı hissetmesine sebep olacağını ve bunun milli varlığa yönelik en büyük tehdit olduğunu belirtti.
"Zamanı Geldi mi Bu Suçun Hesabı Sorulacak"
Dervişoğlu, Öcalan'a umut hakkı tanıma girişimini "Anayasanın, hukukun, adaletin çiğnenmesi" ve "bir suçun işlenmesi hali" olarak tanımladı. Hukuki sürecin şu an takipsizlikle sonuçlanacağını bildiği için suç duyurusunda bulunmayacağını tekrarlayarak, "Zamanını bekleyeceğim. Zamanı geldi mi bu suçun hesabının sorulması lazım" diyerek kararlılığını ifade etti.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

