Lale Karabıyık Gençlerin Sorunlarının Araştırılmasını İstedi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık , Türkiye Büyük Millet Meclisi ’ne sunduğu Meclis Araştırma önergesi ile gençlerin sorunlarının araştırılmasını ve bu sorunların çözümüne yönelik sürekliliği olan ve somut önlemlerin alınmasını istedi. 

CHP ’li Karabıyık’ın önerge gerekçesi şöyle:

“Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerimiz bu ülkede mutlu ve umutlu değil; daha küçük yaşta ülkesinden, sevdiklerinden uzakta olduğu bir hayatın hayalini kurmaya başlıyor. 

Gençlerimizin bu mutsuzluğu, umutsuzluğu TUİK istatistiklerine de yansıyor; ülkemizin geleceği olan gençlerimizden kendini mutlu olarak tanımlayanların oranı yüzde 50 bile değil.  Bu gençlerin hiçbiri, okula başladığı sistemle ve müfredatla mezun olamadı. Gençlerimiz rayına oturmayan eğitim sistemi ve sınav sistemi nedeniyle mutsuz. Gençlerimiz sınavlarda yaratılan şaibeler nedeniyle gecesini gündüzüne katıp çalıştığı sınavların sonucunda hüsrana uğrayacağını düşündüğü için mutsuz. Üniversiteyi farklı bir şehirde kazanan gençlerimiz yurt sorunu nedeniyle mutsuz. Üniversiteyi bitiren gençlerimiz iş bulma ümitlerini günden güne kaybettikleri için mutsuz.

Gençlerimizin çoğu iyi eğitilmiyor, işsiz bırakılıyor, enerjileri bastırılıyor, söz hakkı verilmiyor, güvenilmiyor ve hatta zaman zaman bir tehlike unsuru olarak görülüyor. 

Gençlerimiz sosyal medyadaki en ufak bir beğenisi nedeniyle akşam evine polis geleceği korkusunu yaşıyor. Gerçekleri görüp dile getirenler ötekileştiriliyor, hedef gösteriliyor, hatta hayattan koparılıyor. Hayatı belki daha iyi olur umuduyla yurdunu terk eden gençlerin asıl sorunları yok sayılıyor, “Daha iyi arabaya binmek, daha iyi telefon alabilmek, daha çok konsere gidebilmek için başka ülkelerin kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz" deniliyor, bu gençler “giderse gitsinler” zihniyeti ile karşılaşıyor. 

Toplumumuzu ileri götürecek eğitimli gençlerimizin işsizlik ve gelecek kaygısı nedeniyle yaşadığı beyin göçü, kısa ve uzun vadede önemli sorunlar yaratıyor. 

Bu nedenle işsizliği yalnızca ekonomik bir sorun olarak değil sosyal bozulmalara neden olan toplumsal bir sorun olarak değerlendirmek gerekir; çünkü eğitim ve öğrenimde olmayan, iş bulamayan gençlerimiz, sosyal dışlanma hissine kapılabilir.

Bu ülkede çocuklar yurt bulamadıkları için okula devam edemiyor. Gençler için dışarıda bir kahve içmek bile lüks oldu; kahve ya da çayını yanında taşıyor, öğrenci evlerinde ışık açmadan oturarak faturada tasarruf etmeye çalışıyor, kombili evinde ay sonu doğalgaz faturasını ödeyemeyeceğini bildiği için titreyerek oturuyor; kışlık giyim ve ayakkabı ihtiyaçlarını karşılayamıyor.  

Günde bir öğünle okula giden öğrencilerimiz var, hatta okula gitme maliyetlerini karşılayamadığı için kayıt yenilemiyorlar. Daha üniversiteye başlamadan gelecek kaygısı ile baş başa bırakılan öğrencilerimiz desteklenmelidir. 

TUİK verilerine göre 12 milyon 971 bin 289 gencimiz var ve genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 15,3'üne karşılık geliyor. 

15-24 yaş aralığındaki gençlerimizden eğitimine devam etmek istemesine rağmen (üniversite dahil) eğitimini yarıda bırakan gençlerin oranı yüzde 7,6.  Gençlerin eğitimini yarıda bırakma nedenleri incelendiğinde, ilk sırada yüzde 48,1 ile ekonomik nedenler alıyor. 

Bu gençlerimiz üniversiteyi bitirince ise, işsizlikle karşı karşıya geliyor. 

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 18 oldu. Yani her 5 gencimizden biri işsiz. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 15,2, kadınlarda ise yüzde 23,3.

Gerçek bu tablodan çok daha kötü. Gençler “İşim yok” diyor, TÜİK onları işsiz saymıyor, ısrarla “Var” diyor. 

Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı, son açıklanan veriye göre yüzde 24,7 seviyesinde. Bu oranın genç erkeklerde yüzde 17,5, genç kadınlarda yüzde 32,4.  Yani, ne çalışan ne de okuyan 6 milyonu aşkın genç kayıp nesil olarak yetişiyor. Bu başlıkta OECD ülkeleri arasında en kötü dördüncü ülkeyiz. Ve söz konusu kayıp gençlerin önemli bir bölümü iş bulma umudunu yitirdiği için iş aramayı bırakmış durumda.

Milyonlarca üniversite mezunumuz, yıllarca iş bulamıyor.  Neredeyse her 4 üniversite mezunundan biri işsiz, eğitim aldıkları alanda, nitelikli işlerde çalışmak isteyen ve bu imkanı bulamayan gençler, iktidarın gözünüzde ise iş beğenmeyen, şımarık kişiler olarak sayılıyor. 

Bir yandan da “taşı toprağı altın büyükşehir” ümidiyle tarımdan uzaklaşan nesiller ver. Gençler, şehirde iş bulma ümidiyle topraklarını terk ediyor. 10 yıl öncesine kadar çiftçilik yapanların yaş ortalaması 35-40 idi. SGK ve Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de çiftçilerin yaş ortalaması 50’ye yükseldi. 

Geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerimiz işsizlik girdabında ve bu durum, hem istihdam yaratmayan hatalı ekonomi politikalarını hem de eğitim sisteminin ‘işe uygun eleman yetiştirme’ noktasında sınıfta kaldığını gösteriyor. 

Eğitim sistemine bilinçli olarak siyasetin katıldığı AKP döneminde, gençlerimize nitelikli eğitim vermek ya da istihdam sağlamak gibi bir çaba göremiyoruz.

Gençler yok sayılıyor, düşünme ve beden özgürlükleri ile tehdit altında bırakılıyorlar. Daha fazla vakit kaybetmeden gereken tüm tedbirler alınmalıdır. Aksi halde gençlerimizin geleceği için telafisi mümkün olmayan durumlar ortaya çıkacaktır.”