Avukat Servet Bakırtaş Cinayetinin Sanığı, Hakim Karşısına Çıktı.

Bakırköy ’de avukat Servet Bakırtaş ile müvekkili Öznur Tufan’ı öldürdüğü gerekçesiyle hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık Abdullah Türkoğlu ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık Türkoğlu, "Bana yaşama hakkı vermediler. Hırsızlık yapamam, kimseyi dolandıramam, işe ihtiyacım vardı. İstedikleri tazminat 900 bin TL idi. Avukatlık ücretlerini ödedim. Bu tazminatı hazmedemedim. Amacım kendimi öldürmekti" dedi. Mahkeme, sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için rapor alınmasına karar verdi. Sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme, duruşmayı 26 Nisan 2023 tarihine erteledi.

İstanbul ’da iddiaya göre, yaraladığı bir kişinin ailesi tarafından açılan tazminat davasının geri çekilmemesi gerekçesiyle avukat Servet Bakırtaş’ı Bakırköy’deki ofisinde, kendisine dava açan 71 yaşındaki Öznur Tufan’ı da iş yerinde öldüren tutuklu sanık Abdullah Türkoğlu, iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hâkim karşısına çıktı.

Duruşmaya, öldürülen avukat Bakırtaş’ın ailesi ile öldürülen Öznur Tufan'ın yeğeni Burak Ocak katıldı. Duruşmayı, ayrıca; Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcisi çok sayıda avukat, İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç ile Türkiye'nin birçok il baro başkanları da katıldı. Tutuklu sanık Türkoğlu, duruşmaya jandarma eşliğinde getirildi. Sanığın avukatı da duruşmada hazır bulundu.

CEZAEVİNE GİRMEDEN ÖNCE SOKAKLARDA YAŞIYORMUŞ

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada kendisine adresi sorulan sanık Abdullah Türkoğlu, cezaevine girmeden önce sokaklarda yaşadığını, bu nedenle sabit bir adresinin olmadığını söyledi.

"İNTİHAR ETMEK İÇİN SİLAHI ALDIM"

Mahkeme heyeti başkanının iddianameyi okumasının ardından savunma yapan sanık Türkoğlu, "Daha önce verdiğim ifade geçerlidir" dedi. Sanığın savunmasında başka bir şey söylememesi üzerine mahkeme başkanı sanığın daha önce savcılıkta ve kollukta verdiği ifadeyi okudu. Sanık, “cinayette kullandığı silahı intihar etmek için aldığını” iddia etti.

Sahte kimlik taşımasına ilişkin sorulan soruya, "Kimliği yerde buldum, üzerine kendi fotoğrafımı yapıştırdım. Kimliği öylesine aldım" karşılığını verdi.

"TAZMİNATI HAZMEDEMEDİM"

Yaralama suçlamasıyla cezaevine girip tahliye olduktan sonra cezaevine girdiği için kimsenin kendisine iş vermediğini söyleyen sanık Türkoğlu, "Bana yaşama hakkı vermediler. Hırsızlık yapamam, kimseyi dolandıramam, işe ihtiyacım vardı. İstedikleri tazminat 900 bin TL idi. Avukatlık ücretlerini ödedim. Bu tazminatı hazmedemedim. Amacım kendimi öldürmekti. Savcılıktaki ifademde, öldürmeye 1 sene önce karar verdiğim iddiası yalandır. Böyle bir şey yok" diye konuştu.

YARALAMA SUÇUNDAN SABIKALI

Sanık, kaçmayı düşündüğü için olay günü yanına kıyafet aldığını ve başka kimseyi öldürmeyi düşünmediğini söyledi. Sanık, yaralama suçundan birkaç tane sabıkasının da olduğunu belirtti. Sanık Türkoğlu, ayrıca cezaevinden mahkemeye akıl sağlığının yerinde olmadığına dair rapor gönderdi. Mahkemenin sorusu üzerine, "2000'li yıllarda alkol ve uyuşturucu tedavisi gördüm. Bir defa da intihara teşebbüs ettim" dedi.

"ZORUNLU ATANDIM. MESLEKTAŞIMA YAPILANI KABUL ETMEM MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Sanık avukatı mahkemedeki beyanında, "Meslektaşıma yönelik yapılan bu hareketi kabul etmem mümkün değildir. Doğru bulmuyorum. Baro tarafından zorunlu olarak atandım" diyerek, savunmalarını hazırlamak için süre talep etti.

Servet Bakırtaş'ın eşi Günselin Bakırtaş ile kızları, yargılamaya katılmak istediklerini belirttiler ve sanığın cezalandırılmasını talep ettiler.

"BANA DENK GELEMEDİĞİ İÇİN TEYZEMİ ÖLDÜRDÜ"

Maktul Öznur Tufan'ın yeğeni Burak Ocak, mahkemedeki beyanında, "Bu, bir kadına karşı, görevini yapan bir insana karşı işlenmiş canice bir cinayettir. Bana denk gelemediği için teyzemi öldürdü. Ben de öldürülebilirdim. Tamamen tesadüf eseri yoldaydım. Muhtemelen yolda arıza yaşamasaydık o anda mağazada ben de olabilirdim. Sanığın o günü özellikle seçtiğini düşünüyorum. Çünkü biz ailecek bayramdan önce mağazada oluruz. Toplu bir katliam yapmayı düşündü” dedi.

Teyzesinin emekli makine mühendisi olduğunu ve mağazanın muhasebesini tuttuğunu anlatan Ocak, “Olay günü de o yüzden oradaydı. Ben onun eline doğdum. Beni o büyüttü. 72 yaşında olmasına rağmen hala savaşıyordu. Benim kolumu kanadımı kırmak için o kadını öldürdü” diye konuştu.

TBB VE İSTANBUL BAROSU DURUŞMAYA KATILMA TALEBİNDE BULUNDU

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı, TBB olarak duruşmaya katılma talebinde bulundu. İstanbul Barosu Başkanı avukat Filiz Saraç da "Mesleğimize ve meslektaşlarımıza yönelik ilk şiddet olayı değildir. Son olmasını diliyoruz. Avukatlık mesleğini ve meslektaşlarını savunmak, baro başkanına verilen yetkilerdendir. Bu nedenle bu davaya katılma talebinde bulunmuştuk. Talebimizin bir karara bağlanmasını istiyoruz" dedi.

SAVCI, BAROLARIN DAVAYA KATILMA TALEPLERİNİN REDDİNİ TALEP ETTİ

Duruşma savcısı, suçtan doğrudan zarar görme ihtimallerine istinaden avukat Bakırtaş ile Tufan'ın yakınlarının katılma taleplerinin kabul edilmesini talep etti. Savcı, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle TBB ile baroların davaya katılma taleplerinin reddedilmesini talep etti.

BAROLARIN KATILMA TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Mahkeme, müştekilerin davaya katılma taleplerini kabul etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin davaya katılma talebi de kabul edildi. Heyet, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle TBB ve baroların davaya katılma taleplerini ise reddetti.

AKIL SAĞLIĞINA İLİŞKİN RAPOR ALINMASINA KARAR VERİLDİ

Mahkeme, sanık Abdullah Türkoğlu'nun 3 hafta boyunca gözlem altında tutularak akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına karar verdi. Sanık Türkoğlu'nun tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme, duruşmayı 26 Nisan 2023 tarihine erteledi.

İDDİANAME

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu’nun 6 Temmuz 2022 tarihinde saat 13.03’te Servet Bakırtaş’ın avukatlık ofisine gittiği, içeri girdikten sonra, “Ben Abdullah Türkoğlu, beni hatırladınız mı” diyerek yanında getirdiği ruhsatsız silahla göğüs ve boyun bölgesine iki el ateş ederek öldürdükten sonra olay yerinden kaçtığı anlatıldı. Sanık Türkoğlu’nun Bakırtaş’ı öldürdükten sonra olay terinden ayrılarak Öznur Tufan’ın iş yerine gittiği, boyun kısmına tek el ateş ederek öldürüp kaçtığı kaydedildi.

CİNAYETTEN SONRA KAÇMAK İÇİN SAHTE NÜFUS CÜZDANI TAŞIYORDU

İddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu’nun olaydan 1 yıl önce avukat Servet Bakırtaş’ı öldürmeye karar verdiği, daha öncesinde olayda kullandığı ruhsatsız silahı satın aldığı, sahte nüfus cüzdanını olay sonrasında kaçmayı düşündüğü için yanında bulundurduğu şeklindeki beyanı dikkate alınarak suçu tasarlayarak işlediği kaydedildi. Sanık Tufan’ın, Öznur Doğan’ı ise ani gelişen öldürme kastıyla öldürdüğü belirtildi.

İKİ KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENDİ

Hazırlanana iddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu’nun “Tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle adam öldürmek” ve “Kadına karşı kasten öldürmek” suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile “Resmî belgede sahtecilik” ve “Ruhsatsız silah taşıma” suçlarından da 3 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

"AVUKATLAR GÖREVLERİNİ YAPMAYA DEVAM EDECEK"

Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, şöyle konuştu:

"Meslektaşımız Servet Bakırtaş, mesleğini yaptığı için bürosunda saldırıya maruz kaldı ve katledildi. Acısı hala yüreklerimizdedir. Kendisini rahmet ve saygıyla anıyoruz. Meslektaşlarımızın saldırılara maruz kalmaları ve ölümleri bizleri derinden yaralıyor. Savunma hakkı kutsaldır. Savunmanın olmaması, yargının olmaması demektir. Avukatlar görevlerini yapıyor, yapmaya da devam edecekler.

Değerli meslektaşımız avukat Servet Bakırtaş ve görevi başında katledilen tüm meslektaşlarımız için, saldırıya uğrayan, darp edilen bütün meslektaşlarımız için sesimizi daha da gür çıkarmaya devam edeceğiz. Katillerin hukuk önünde en ağır cezaya çarptırılmaları için davanın takipçisi olacağız." 

Haber: FAHRETTİN ÖZTÜRK