Harosman Kanyonu, yürüyüş parkuruyla turizme kazandırılacak

Ardahan 'ın Hanak ilçesindeki Harosman Kanyonu kayalara oyulmuş mağaraları, eski su değirmeni ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Hem tarih hem doğa turizmi olanaklarını barındıran kanyon, yürüyüş parkuruyla turizme kazandırılacak.

 

İl Kültür ve Turizm Müdürü Uğur Dede , AA muhabirine yaptığı açıklamada, Harosman Kanyonu'nun eşsiz güzellikleri ile Ardahan'ın turizmine önemli katkı sunabileceğini söyledi.

Bölgenin turizme kazandırılması için ciddi bir altyapı çalışmasının gerektiğini ifade eden Dede, "Burada turizm amaçlı yürüyüş parkuru kurmak istiyoruz. Harosman Vadisi'nde ziyaretçiler hem mağaraları hem de su değirmeni ve bölgenin doğal yapısını görme şansı bulacak." dedi.

Vadinin jeolojik yapısı ve bitki örtüsünün keşfedilmeye değer olduğunu vurgulayan Dede, bölgeyi bir keşif ve yürüyüş rotası haline getirmek istediklerini belirtti.

Vadinin mağaralarla beraber turizme kazandırılmasının Ardahan'a önemli katkı sağlayacağını anlatan Dede, "Burayı yerli ve yabancı turizme açacağız. İnsanlara birkaç saat nefes aldırmaya çalışacağız. İnsanlar burada nefes alırken bir şeyler keşfedecek. Burada müthiş bir miras var. Çalışma tamamlandığında dolu dolu bir parkur olacak. Ziyaretçiler amacına uygun gezmiş olacak." diye konuştu.

Harosman mağaraları:

Harosman mağaraları, Ardahan Üniversitesi Eski Çağ Tarihi Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Göknil Arda liderliğindeki 15 kişilik bir ekip tarafından yüzey araştırmaları yapılıyor.

Mağaraların kaya kütlesine oyularak yaşam alanı haline dönüştürüldüğünü ifade eden Arda, bölgede farklı kullanım amaçlarına hizmet ettiği düşünülen mağaraların yer aldığını aktardı.

Mağaralarda oturma sekileri açıldığını, raf olarak kullanılmış oyuntular görüldüğünü bildiren Arda, kullanım alanı olarak üç kata ulaşan mağaraların saptandığını söyledi.

Kaçak kazı yapanlara ait toprak yığınları arasındaki birkaç seramik parçasının Kalkolitik Çağ ve Orta Çağ özellikleri gösterdiğini belirten Arda, şunları kaydetti:

"Harosman mağaraları, prehistorik çağlardan itibaren hem ikamet yeri hem de ibadet mekanlarına sahip olması nedeniyle kutsal bir yer olarak seçilmiş ve düzenlenmiştir. Hristiyanlık öncesi ve erken Hristiyanlık dönemlerinde de bu mekanların özelikle dini amaçlarla kullanıldığını söyleyebiliriz."

Haber : GÜNAY NUH