Sibel Suiçmez, Neden mi utanıyoruz?
Son günlerde Türkiye gündemini meşgul eden ve muhalefetin sert tepkisine neden olan bir çıkış, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısındaki derin sorunlara dikkat çekiyor. Muhalefet, iktidar partisinin (AKP) yarattığı iddia edilen derin yoksulluk tablosuyla "gurur duyuyor" olmasını eleştirirken, kendilerinin millet adına "utanç" duyduklarını dile getirdi. Bu açıklama, toplumun farklı kesimlerinde yaşanan mağduriyetleri tek tek sıralayarak, mevcut düzenin acilen değiştirilmesi gerektiği mesajını veriyor.
Eleştirinin merkezinde, özellikle öğrencilere bir öğün yemeğin dahi çok görülmesi sorunu yer alıyor. Eğitimde fırsat eşitliğinin en temel göstergelerinden biri olan bu durum, çocukların sağlıklı gelişim ve eğitim hakkına yönelik ciddi bir engel olarak gösteriliyor. Bir diğer önemli odak noktası ise açlık sınırının altına mahkum edilen emekliler oldu. Yaşanan yüksek enflasyon karşısında eriyen emekli maaşlarının, ülkenin yaşlı nüfusunu geçim sıkıntısıyla karşı karşıya bıraktığı vurgulanıyor.
Metinde ayrıca, son dönemde iş kazalarıyla sıklıkla gündeme gelen ve çalışma koşulları tartışılan MESEM (Mesleki Eğitim Merkezleri) öğrencilerinin ağır sanayi kollarında hayatını kaybetmesi gibi trajik olaylara da değiniliyor. Bu durum, çocuk işçiliği ve iş güvenliği konularında büyük bir toplumsal yara olarak nitelendiriliyor. Ekonomik alanda ise Trabzon ve tüm Anadolu'daki siftahsız dükkan kapatan esnafın durumu, küçük ve orta ölçekli işletmelerin içinde bulunduğu zorlu koşulları gözler önüne seriyor.
Muhalefet, eleştirisini yalnızca ekonomi ve sosyal politikalarda bırakmıyor; adalet ve hukuk sistemindeki çarpıklıklara da dikkat çekiyor. Adaletin, hukukun ve Anayasa'nın ayaklar altına alındığı iddia edilen mevcut yargı düzeni için "utanç duyulduğu" belirtiliyor.
Açıklamanın temel mesajı, iktidarın halktan koptuğu ve bu nedenle yaratılan olumsuz tablodan utanmadığı yönünde. Muhalefet, bu "çarpık düzeni" değiştirmek için mücadele azminin asla bitmeyeceğini vurgularken, çözüm yolu olarak derhal sandığın getirilmesini talep ediyor. Milletin, seçim yoluyla iktidara bu "utanmamanın" bedelini göstereceği çağrısı yapılıyor. Bu çıkış, önümüzdeki dönemde siyasi tansiyonun daha da artacağının ve ekonomik sorunların seçim gündeminin en üst sırasına yerleşeceğinin sinyalini veriyor.