Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye'deki 6 milyon 835 bin üniversite öğrencisinin yaşadığı derin ekonomik sorunları ve iktidarın gençlere yönelik baskıcı politikalarını eleştirdi.

Özcan, iktidarın gençleri anlamak yerine "tarihin en baskıcı yöntemleriyle susturduğunu, hapse attığını, biber gazına boğduğunu ve festivalleri yasakladığını" belirtti. İktidarın gençleri memnun edemediği için tarihe böyle geçeceğini söyledi.

Özcan, iktidarın "yükseköğretimde büyük başarı" hayali sattığını ancak gerçeklerin bambaşka olduğunu çarpıcı verilerle ortaya koydu:

KYK Bursu ve Alım Gücü: Güncel KYK bursunun 3 bin TL olduğunu hatırlatan Özcan, bu paranın üniversite yemekhanesinde ortalama 50 TL olan iki öğün yemeğe bile zor yettiğini söyledi. Bursun erimesine dikkat çekmek için şu karşılaştırmayı yaptı:

"2002'de verilen bursla 1,5 çeyrek altın alınıyordu, bugün verilen bursla gram altın bile alınamıyor. İşte, sizin gençliğe reva gördüğünüz bu."

Türkiye'deki 4 milyonun üzerindeki (açık öğretim hariç) öğrenci sayısına karşılık KYK yurt kapasitesinin yalnızca 996 bin olduğunu belirten Özcan, devletin 4 öğrenciden yalnızca 1'ine yurt sağlayabildiğini vurguladı. Öğrencilerin fahiş kiralar ve özel yurtların insafına terk edildiğini söyledi.

Barınma meselesinin sadece yatak kapasitesi olmadığını, aynı zamanda hijyen, güvenlik ve sağlıklı yemek anlamına geldiğini belirten Özcan, yurtlarda yaşanan asansör kazaları, hırsızlık ve taciz vakalarına dikkat çekti. Ayrıca muhalif gençlere karşı idari soruşturmalar açılmasını eleştirerek, güvenli barınmanın sosyal devletin en temel sorumluluğu olduğunu ifade etti.

Özcan, Eğitim-İş'in araştırmasına atıfta bulunarak öğrencilerin ve ailelerinin karşılaştığı ekonomik yükü gözler önüne serdi:

Özel yurtta kalacak bir öğrencinin ailesinin cebinden İstanbul'da 92 bin TL çıkmak zorunda.

Kiralık eve çıkacak bir öğrencinin ise Ankara ve İstanbul'da başlangıç masrafı 105 bin TL'yi buluyor.

Bu, asgari ücretli bir ailenin başlangıçta 5 maaşlık bir fatura ödemesi, sonraki her ay ise 2 maaştan fazlasını kiraya harcaması anlamına geliyor.

Özcan, bu tablonun öğrencileri "yoksulluğa, borçluluğa ve çaresizliğe mahkûm eden bir düzenin resmi" olduğunu belirterek, CHP olarak gençlerin yanında olmaya ve sosyal devleti yeniden ayağa kaldırmaya kararlı olduklarını yineledi.