Ayfer Tunç’un merakla beklenen yeni romanı Annemin Uyurgezer Geceleri raflarda!
Ayfer Tunç'tan Güçlü Bir Sorgulama: "Annemin Uyurgezer Geceleri"nde Bireysel Sırlar Toplumsal Hafızaya Dönüşüyor
Usta yazar Ayfer Tunç, son eseri **"Annemin Uyurgezer Geceleri"**nde bireysel hatıraların nasıl toplumsal bir hafızaya dönüştüğünü güçlü bir edebiyat diliyle sorguluyor ve okurları, bu topraklarda kadın olmanın derin ve düşünülmekten kaçınılan gerçeğiyle yüzleşmeye zorluyor.
Romanın merkezinde yer alan ekonomi profesörü Şehnaz, annesinin uyurgezerliği sayesinde bilinçdışının labirentlerinde kaybolduğu sanılan aile sırlarının beklenmedik bir şekilde açığa çıkmasına tanık olur. Annesinin uyur haldeyken söylediği bir söz, Şehnaz’ın benliğine öyle bir darbe indirir ki, karakter unutma yetisini kaybeder ve hayatı "siyah mermerden yapılmış kaskatı bir levha" haline gelir.
Toplumsal Bir Kadınlık Durumu
Şehnaz’ın öğrendiği sırlar sadece ailesiyle sınırlı kalmaz; Osmanlı'dan günümüze uzanan, trajik ve toplumsal bir kadınlık durumunun da yansımasıdır. Kadınların yüzyıllardır süren "yok-hayatlarını" sorgulayan Şehnaz, erkeklerin hayattan erken çekildiği kendi "kadıncıl" ailesinin var olma sürecini bir akademisyen gözüyle ele alıp inceler.
Kişisel muhasebesini derinleştiren profesör, toplumsal normlara uymayan otuz yıllık yasak aşkının zehirli yanlarıyla da yüzleşmek zorunda kalır. Şehnaz’ın aklında ise, büyük aşkı E.’nin eşi Eyşan da dahil olmak üzere, kendisi gibi zorlu bir varoluş mücadelesi veren diğer kadınların hikayeleri yer alır. Şehnaz, annesinden nefret eden annesi gibi, kendisinin de annesinden nefret edip etmediği ve bu yüzden mi bağımsız bir birey olamadığı gibi cevaplarından korktuğu sorularla boğuşur. Roman, bireysel psikolojik gerilimi, toplumsal ve tarihsel bir sorgulamayla ustaca birleştiriyor.