Daha Güçlü ve Yaşanabilir Bir Türkiye için Stratejik Öneriler

Yeni yüzyıla yeni bir vizyonla girmeliyiz. Daha yaşanılır adil bir dünya ve güçlü bir Türkiye için yapılması gerekenleri bilgi ve takdirlerinize sunulmuştur. Türkiye güçlü olursa; millet olarak tarihi misyonumuza yaraşır bir şekilde, dünya da adaleti sağlama, konularında daha da etkili olacaktır.
 
Güçlü bir ülke; sağlıklı ve imanlı, inançlı birey, mutlu aile, üreten ekonomi, helal ticaret, güçlü ordu, ahlaklı bir nesil, Kur’an ve Sünneti ölçü alan bir hayat nizamı ile olacağı bizim inancımız ve temennimizdir.
 
EKONOMİK SİSTEM ÖNERİSİ:
 
Ülkemiz yaklaşık olarak yılda 100 milyar dolara yakın faiz ödemekte, cari açık ve enerji de dışa bağımlılık 70 milyar doların üzerindedir.
 
Ülkemiz faize ve borca dayalı para sisteminden ayrılmalı , üretime dayalı, faizsiz asrın ahiliği ekonomi modelinin alt yapısı kurulmalı ve  en kısa zamanda bu sisteme geçilmelidir.
 
Eğer; faizsiz ekonomi modeline geçebilirsek, dünyada yaşanan ekonomik krizlere rağmen en kısa zamanda güçlü bir şekilde çıkabiliriz.
 
Ekonomik sıkıntılara rağmen; yurtiçi ve yurtdışında da yoğun bir terörle mücadele sürdürülmektedir.
 
Türkiye’nin çözemeyeceği hiçbir sorunu yoktur, yeter ki doğru adımlar zamanında atılsın ve doğru ekiplerle uygulansın. Yapılan ve yapılmakta olan güzel hizmetleri desteklemek, eksik ve aksayan hizmetleri de en güzel şekilde tamamlanmalıdır.
 
EĞİTİM-ÖĞRETİM:
 
Önce eğitim sistemi düzeltilmeli, Finlandiya eğitim modeline benzer şekilde bizde de kendi kültürümüz ve geleneklerimize uygun olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Üniversitelerimiz bulundukları illerin dışında hatta farklı ülkelerde temsilcilik açabilmelidir. Yangın Mühendisliği Lisans Programı, Nükleer Enerji, Biyoteknoloji, Nanoteknoloji, Grafen, Uzay Bilimleri, Uygulamalı Toplum Mühendisliği ve Etnik Sosyoloji  gibi kritik bölümler ülkemizde acil olarak açılmalıdır. Teknolojik gelişmelere ve ihtiyaca göre yeni bölümler açılmalıdır. Öğrencilerimizin yurtdışına gitmesi ülkemiz  için ekonomik bir kayıptır
 
Geçmişte; Rasathane, Medrese ve Enderun gibi çok başarılı eğitim kurumlarına sahiptik. Üniversitelerimiz Hindistan’ın yaptığı gibi bilişim ve yeni teknolojik gelişmelere göre yapılandırılmalıdır. Bütün Okullarımız da Ahilik Kulüpleri kurulmalı ve tarihi ve kültürel değerlerimiz öğretilmelidir.
 
ABD ve AB Üniversiteleri farklı ülkelerde temsilcilik açmaktadır. Üniversitelerimiz farklı illerde ve ülkelerde eğitim merkezi açabilmeli ve dünya ile rekabete edebilmelidir.
 
Öğrencilere İslam inancı tam olarak öğretilmelidir. Özellikle kul hakkı, helal kazanç ve güzel ahlak konuları üzerinde ciddiyetle durulmalıdır. .
 
YENİ AHİLİK EKONOMİ MODELİ-FAİZ GİDERLERİ:
 
Türkiye yılda 100 milyar dolara yakın faiz gideri olan ve ekonomide cari açıkla dışa bağımlı bir ülke olmaktan kurtulmalıdır. Bunun için; Faizsiz Finansal Ekonomik Ahilik  Sistemine geçilmelidir. Sermaye tabana yayılarak, üretimi, ihracatı ve ticareti geliştirecek şekilde uygulanmalıdır.
 
Merhum Başbakan Erbakan Hoca “Adil Düzen ve Havuz Sistemi” uygulaması ile büyük bir başarı elde etmişti. Bu sistem revize edilerek yeniden uygulanmalıdır.
 
Kooperatifler, Şirketler ve Holdingler üzerinden faizsiz bir ekonomik model geliştirilmelidir. Medine İslam Ortak Pazarı ve Ahi Evrani Veli’nin kurduğu Ahilik Teşkilatı asrımıza göre yeniden dizayn edilerek uygulanmalıdır.
 
GELİR DAĞILIMI-ADİL VERGİ:
 
Vergi’nin gelir dağılımına göre adaletli olarak toplanmalı ve sosyal adaleti sağlayacak bir sistem oluşturulmalıdır. Kotra, yat tekneleri, mücevherat ve pırlanta ürünleri ve taksi plakaları gibi çok sayıda emtia ve hizmet adil olarak vergilendirilmelidir.
 
Gelirden vergi almanın yanında Varlık Vergisi de uygulanmalı, enflasyon geliri de vergilendirilmelidir.
 
ECZACILIK-TIP-SAĞLIK:
 
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, Gıda ve Tarım Bakanlığı, Sağlık Kuruluşları konsersium olarak ortak çalışma yaparak tıbbi araştırmalar yaparak, tıbbi laboratuvar ve tıbbi enstitüler kurarak ilaç, aşı, salgın ve kronik hastalıklara karşı araştırma ve geliştirmeler artırılmalıdır. Yurtdışından alınan ve yüksek fiyatlı ilaçlara öncelik verilmelidir. Sağlık Enstitüleri Başkanlığın da yerli aşılar üretilmeye devam edilmelidir.
 
SPOR-GENÇLİK:
 
Genç nüfus olarak önemli bir potansiyele sahibiz, bunu çok iyi değerlendirmeliyiz.
 
Yeteneklere göre küçük yaşlardan itibaren spor seçmeleri yapılmalı ve kabiliyetlere göre spor branşlarına yönlendirme yapılmalıdır.
 
Profesyonel ve amatör sporlarda gerileme yaşanmaktadır. Lisanslı sporcu sayımız azdır. 2002’den beri Futbolda Dünya kupalarına katılamamaktayız. Yetenekli genç sporcular, milli takımlara alınıp, vitrine çıkartılmalı, tecrübe kazandırılmalı ve Avrupa’ya ve Körfez Ülkelerine transfer edilmeleri desteklenmelidir. Örneğin; Brezilya futbol endüstrisi ile ayakta kalmaktadır. Bu örnek alınmalıdır. Bu arada yetenekli sporcularımızın Körfez Ülkelerine transfer edilmeleri sevindiricidir.
 
Teknik gelişmelere göre spor dalları ve branşlar yeniden yapılandırmalıdır.
 
İCAT-MARKA-PATENT OLUŞTURMAK:
 
Ülkemizi dünyada tanıtacak en az on marka oluşturulmalıdır. Bugüne kadar böyle bir çalışma yapılmamış olması büyük bir eksikliktir. Almanya sanayisi ile, Fransa aynı şekilde, Japonya teknoloji ile, ABD çeşitli ürünlerle bunu yapmaktadır. Bizim halâ böyle bir çalışmamızın olmaması üzücüdür.  Bir an önce böyle bir konsept belirlenmeli ve gerekirse devlet desteği sağlanmalıdır. Bu markalar Türkiye’nin dünyaya açılan yüzü olmalıdır. Türkiye’nin vitrini olmalıdır. Gıda ve tarım ürünleri olabilir, kültürel ve sanatsal ürün olabilir, sanayi ürünü olabilir. Sadece bu madde bile başlı başına çok önemli bir tespittir. Mutlaka yapılmalıdır.
 
YAKIN BÖLGE-UZAK ÜLKELERLE TİCARET:
 
Bölge ülkeleri ile ticareti geliştirmelidir. Bölgesel işbirliklerini ve ortak pazar projelerini hayata geçirmelidir. Öncelikle üretimi artırmalıdır. Her alanda üretim. Tarım, tekstil, gıda, bilim, teknoloji ve sanayide üretim. Komşu ülkelerle ikili ticaret geliştirmelidir. Özellikle Orta Asya, Afrika, Kafkas, Balkan, Karadeniz ve Akdeniz ülkeleri önceliğimiz olmalıdır. Kendi ulusal para birimimiz ile ticaret yapılmalıdır.
 
TEKSTİL-GİYİM:
 
Türkiye’nin en önemli döviz girdisi sağlayan lokomotif sektörlerinden birisi olan tekstil sektörü yeniden canlandırılmalıdır. Pandemi ile birlikte yeni bir tekstil ekonomisi oluşmuştur.
 
Özellikle, dünya piyasalarına hitap edilmeli ve bunun önü açılmalıdır. Atölyeler bütün Anadolu’ya yayılmalıdır. Afrika’ya yönelik çalışma yapılmalıdır.
 
KÜLTÜR-TURİZM:
 
Dünya da iddialı olduğumuz bir alan olmasına rağmen,  pandemide büyük bir durgunluk yaşanmıştır. Turizm bütün yıla ve bütün illere yayılmalı, konaklama, deniz turizmi, doğa turizmi, tarih turizmi, kış turizmi ve inanç turizmi geliştirilmelidir. Sağlık turizmi önemli bir ivme kazandı, daha üst seviyelere çıkartılabilir.
 
Karadeniz bölgesinde doğa turizmi geliştirilmelidir. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı çok yetersizdir. Türkiye bundan çok defa fazlasını yapabilecek potansiyele sahiptir. Ama; ezberler bozulmamakta. Farklı, yeni ülkelere tanıtımlar yapılmamaktadır.
 
İNŞAAT-EMLAK-ŞEHİRCİLİK:
 
TOKİ ve Emlak Konut dar gelirliler için yeni konutlar üretmelidir. Kentsel dönüşüm yapılmalı, fay hatları üzerinde ve  dere yataklarındaki yerleşim yerleri güvenli bölgelere taşınmalıdır. İnşaat sektörünü faizsiz krediler ile desteklemek gerekmektedir. Bu önlemler alınırsa; ekonomiye büyük bir ivme kazandırılmış olacaktır.
 
DENİZCİLİK BAKANLIĞI-DENİZ TİCARET FİLOSU:
 
Üç tarafı denizlerle çevrili olan bir ülkeyiz. Deniz ticareti potansiyelimiz var, bunu daha üst seviyelere çıkarılmalıdır. Deniz ticareti ve deniz taşımacılığı geliştirilmelidir. Deniz ticaret filosu oluşturmalıdır. Denizcilik Bakanlığı yeniden kurulmalıdır. Bununla ilgili yasal düzenleme yapılmalıdır.
 
ENERJİ:
 
Ülkemiz büyümekte ve gelişmektedir. Bu büyüme be gelişme beraberinde enerji ihtiyacını da artırmaktadır. Enerji de dışa bağımlı olduğumuz için maliyetlerde artmaktadır.  Bu nedenle Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak gerekmektedir. Bu nedenle nükleer enerji bir gerekliliktir. Nükleer enerjiye geçilmelidir. Yapımı devam eden santraller hızlandırılarak mevcut nükleer santrallere ek olarak , en az yeni iki nükleer santral daha yapılmalıdır.
 
Yıllık 70 milyar dolar civarında enerji ihtiyacımızı dışarıdan karşılamaktadır. Bu çok yüksek bir tutardır.
 
Ayrıca yenilebilir enerji kaynakları da değerlendirilmelidir. Yeni Rafineriler yapılmalıdır. Mevcut Rafineriler yeterli değildir. Akdeniz ve Karadeniz’de hidrokarbon arayışına devam edilmelidir. Kaya Gazına da ağırlık verilmelidir. Ege ve Van Gölünde de araştırmalar yapılmalıdır.
 
Konutlarda güneş enerjisi kullanımı teşvik edilmelidir. Özellikle güneşli gün sayısı fazla olan illerde güneş paneli kullanımı artırılmalıdır. Evlerin çatıları güneş paneline çevrilmelidir. Ayrıca, hidrojen önemli bir alternatif olarak değerlendirilmelidir.
 
TÜPRAŞ ve PETKİM gibi stratejik öneme sahip kurumlar derhal kamulaştırılmalıdır.
 
ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR:
 
Uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapılmalı ve Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonaları düzenlenmelidir.
 
F1 Grand Prix yarışları kalıcı ülkemize kazandırılmalıdır. Formula-1, 9 yıl aradan sonra ülkemize kazandırılması büyük bir başarıdır. Bunun önemini daha önce defaatle tarafımızca ifade edilmiştir.
 
Örneğin; Rusya ve Ukrayna da savaş nedeniyle yapılamayacak olan organizasyonlar ülkemize kazandırılmalıdır.
 
SERBEST TİCARET BÖLGELERİ:
 
Serbest ticaret antlaşmaları ve serbest ticaret bölgelerini artırmalıdır. Serbest bölge uygulaması geliştirmelidir. Mücevherat sektöründe uluslararası tanıtıma ve pazarlamaya geçilmelidir.
 
DEVLET-ÖZEL SEKTÖR-ÜNİVERSİTELER İŞ BİRLİĞİ:
 
Yine devlet, özel sektör ve iş dünyası ortaklığı ile yeni yatırım projeleri hayata geçirilmelidir. Ayrıca uluslararası fuar ve tanıtım organizasyonlarına ev sahipliği yapılmalıdır. Üniversitelerimiz bulunduğu il ve yurtdışında temsilcilik açabilmelidir.
 
MADENCİLİK-YERALTI KAYNAKLARIMIZ:
 
Yeraltı zenginliklerimizi sadece bor madeni olarak düşünülmemelidir. Platin, Pladyum, Rodyum ve yarı iletken çip üretiminde kullanılan Neon Gazi gibi diğer madenlerimizi üretime ve ihracata kazandırabiliriz.
 
Bunun gibi çok sayı da alternatif çözüme sahibiz ve bu öneriler hayata geçirilebilir.
 
Hidrokarbon araştırmalarına devam edilmelidir. Yeni sondaj sahaları açmalıyız. MTA, TPO, BOTAŞ, TÜBİTAK bu çalışmalara yol açmalıdır.
 
BİLİM-SANAYİ-TEKNOLOJİ:
 
Teknoparklar ve kuluçka merkezleri daha uygun şartlara getirilmelidir. Özellikle kira ve vergi gibi destekler verilmelidir. Yüksek teknoloji üretimi desteklenmeli ve mikroçip üretimi teşvik edilmelidir.
 
Yerli otomobil önemli bir başlangıç olacaktır. Yapay zeka, 3D yazılımlar, robotik ürünler, uzay teknolojileri, metalurji, nanoteknoloji, bioteknoloji, dijital teknolojiler ve yerli yazılımlar desteklenmelidir.
 
Elimizde Bor, Toryum, Platin, Pladyum, Rodyum gibi önemli önemli maden ve Kenevir gibi stratejik bir bitki var, bunlar çok daha etkili kullanılmalı ve üretim alanı genişletmelidir. Hidrojen, yenilenebilir enerji, neodim mıknatısı gibi gelecek vaat eden alanlara yönelmeliyiz. Ayrıca, kaya gazı ve kaya petrolü gibi gelişmekte olan ürünlerin araştırılması için çalışma başlatılmalıdır. KOSGEB, TÜBİTAK, TEKNOPARK ve Teknoloji Bakanlığı tarafından daha fazla destek verilmelidir.
 
TÜRK TELEKOM gibi stratejik öneme sahip bir kuruluş kamulaştırılmalıdır.
 
OTOMOBİL-OTOMOTİV:
 
Devrim otomobili devam etmiş olsaydı bugün çok önemli bir marka olacaktı.
 
Bir çok önemli girişim açık veya gizli eller tarafından engellenmiştir. Yakın tarihimizde;  Nuri Demirağ, Vecihi Hürküş, Nuri Killigil, Şakir Zümre gibi girişimcilerin çok önemli yatırımlarının nasıl engellendiği hafızalarda yerini ve tazeliğini korumaktadır.
 
Çok önemli mucitlere ve bilim adamlarına sahip olduğumuz bilinen bir gerçektir.
 
Sanayi devriminden bugüne kadar çok büyük fırsatlar kaçırılmıştır. Son zamanlarda TOGG ve HABAŞ gibi yatırımlarımız sayesinde ülkemiz dünyada hibrit elektrikli araçlar içerisinde ilk sıralarda yer alacaktır. Hidrojenli araçlarda geçiş yapılmalıdır.
 
GÜVENLİK-SAVUNMA SANAYİ:
 
Türkiye savunma sanayinde önemli gelişmelere imza atmıştır. MİL-GEM, İHA-SİHA-TİHA, MİUS, Kızılelma, Seyir Füzesi, Atak Helikopteri, Altay Tankı, TCG Anadolu, Denizaltı, Hisar-A, Hisar O, Milli Piyade Tüfeği gibi önemli başarılara imza atılmıştır. Bunlar yetmez Uçak Gemisi yapımı ve uzaya füze gönderme başarılmalıdır.
 
ASPİLSAN-ASELSAN-HAVELSAN-ROKETSAN- TUSAŞ/TAİ-MKE önemli hizmetler icra etmektedir. Termobarik Bomba yapımına ağırlık verilmelidir.
 
Uzun menzilli hava savunma sistemi, yerli uçak, uçak gemisi yapılması ve devam eden projelerin tamamlanması ile ülkemiz büyük bir güce kavuşacaktır
 
GIDA-TARIM-HAYVANCILIK:
 
Tarımda kendi kendine yete bilirlik çok önemlidir. Gıda stratejik bir alana dönüşmüştür. Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşının uzaması ve belirsizlikler dünya da özellikle başta buğday olmak üzere gıda sıkıntısına yol açacaktır. Ülkemiz bu alanda oldukça zengin bir potansiyele sahiptir.
 
Verimli tarım havzalarına sahibiz. Yeniden bu alana önem verilmelidir. Yerli Ata tohum, organik gübre, yem ile tarım ve hayvancılık desteklenmelidir.
 
Özellikle konar-göçer hayvancılık yapan Yörükler desteklenmelidir.
 
Gıda Tarım Bakanlığı, TMO, TİGEM, TAGEM, ÇAYKUR, FİSKOBİRLİK gibi kurumlarımız daha fazla destek vermelidir.
 
Tarım Kooperatifleri kurulmalı ve üretim desteklenmelidir.
 
Dünya da Gıda ve suya olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Afrika’da ve dünyada su havzaları satın alınmalı ve verimli araziler kiralanmalı ve organik tarım yapılmalıdır.
 
SİVİL SAVUNMA-AFET-ACİL DURUM YÖNETİMİ:
 
Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezleri bütün il ve ilçelerde kurulmakta, Türkiye Afet Müdahale Planı güncellenmektedir.
 
Dere yatakları ve fay hatları üzerindeki yerleşim yerleri tahliye edilmeli ve güvenli yerler inşa edilmeli, bunun için yeni bir iskan politikası belirlenmelidir.
 
Güvenli Kamu arazilerinde yeni yerleşim yerleri kurulmalıdır. Kronik deprem ve heyelan riski olan yerleşim yerleri tahliye edilmelidir. Sivil Savunma eğitimleri İlköğretimden itibaren verilmelidir.
 
İSTANBUL FİNANS MERKEZİ:
 
İstanbul Finans Merkezi bu yıl itibariyle açılmıştır. Ancak bu merkezin tam kapasiteye ulaşması biraz daha zaman alacaktır.
 
Uluslararası sermayeyi ülkemize çekmek için yatırıma ve üretime yönelik cazip fırsatlar sunmak gerekmektedir. Ayrıca, değerli madenler, altın ve gümüş para, dijital para ve kripto para içinde çalışma yapılmalıdır. Blokzincir Teknolojileri iyi takip edilmelidir. Ekonomi için yıkıcı etkileri olabilir.
 
Dijital para borsası kurulmalıdır. Altınbank kurulmaktadır. Bundan sonra altın para yapılmalı ve faizsiz olarak hizmet vere bilmelidir.
 
ULUSLARARASI KURULUŞLAR:
 
BM, AB, D-8, G-8, G-20, BİRÇS, İİT, AFB, WTO, TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI, TÜRKSOY, NATO, AGİT, ASEAN, İSEDAK, BİK, OECD, OPEC, APEC, KEİ, NAFTA, LAFTA, MİKTA, KİK, gibi uluslararası ekonomik kuruluşlar olmak üzere, Türk ve İslam Ülkeleri ile çok taraflı antlaşmalara imza atılarak, yeni ekonomik ortak pazarlar ve işbirlikleri gerçekleştirilmelidir.
 
Türk Birliği tüm kurum ve kuruluşlarıyla kuruluşunu genişletmeli, fonksiyonlarını artırmalı ve dünya siyasetinde etkisini ciddi oranda artırmalı ve herşey Türk Dünyasının istekleri ve menfaatleri doğrultusunda gerçekleşmelidir. Rusya-Ukrayna çatışmasında Türkiye savaşın sona ermesi için tarafsız ve arabulucu olarak çok önemli bir görev icra etmektedir.  Türkiye bunun gibi birçok alanda diplomatik gücünü etkili olarak kullanılmıştır.
 
Suriye, Mısır, Suudi Arabistan, Libya ile de bu şekilde diplomatik görüşmeler ve ticari ilişkiler devam etmelidir.
 
SONUÇ:
 
Bütün bu önerilerin başarılı bir şekilde sonuçlanması için öncelikle Devlet ve Millet kaynaşması gerçekleştirilmelidir. Yüksel teknoloji ve bilim, teknik çalışmalarına ağırlık vermelidir. Asrımıza uygun yeni bir Ahilik modeli uygulamaya geçirilmelidir. Maddi sorunlara ve çözümlerine burada kısaca değindiğimiz gibi daha ayrıntılı olarak katkı sunmak hedefimizdir.
 
Manevi anlamda ise; ahlaklı insanlar yetiştirmek, dünya ve ahiret huzuru için, dini bir görev olarak her inanan mümin ve müslüman doğru ilim öğrenmeli, helal ticaret yapmalı, hakkı ve sabrı tavsiye etmeli, iyiliği emredip kötülükten sakındırmakla görevlidir.
 
Burada kısa olarak değindiğimiz konuları stratejik olarak ülkemizin faydasına olacak şekilde derinlemesine ele almaya devam edilmektedir.
 
Bu duygu ve düşüncelerle daha güçlü ve daha yaşanabilir bir Türkiye için herkes yeniden her alanda milli, maddi ve manevi mücadele etmelidir.
 
ŞENER MENGENE
STRATEJİ ENSTİTÜSÜ
STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ BAŞKANI