Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı tiyatro para istendiği iddiasına Eğitim-sen üyeleri protesto etti

İstanbul’da Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı bir tiyatro projesi kapsamında öğrencilerden para istendiği iddia edildi. Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen Eğitim-Sen İstanbul 2 No’lu Şubesi üyeleri, “Müdürler derhal görevden alınmalıdır” diyerek kararı protesto etti.  

İddiaya göre, Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bir tiyatro projesi başlattı. Okullara 9 Şubat’ta gönderildiği belirtilen yazıda, “Müdürlüğümüzce yürütülen ‘Çınarın Gölgesinde - İzli-yorum’ projesi kapsamında hem ilgili karakterler hem de temsil ettikleri değerler noktasında farkındalık oluşturulması hedefiyle müdürlüğümüze bağlı resmi ilkokullarda Nasreddin Hoca, ortaokullarda Mehmet Akif Ersoy ve liselerde Necip Fazıl Kısakürek’in hayatları ile ilgili hazırlanacak tiyatro oyunlarının tüm öğrencilerimize izletilmesi, tiyatro gösteriminden sonra yapılan çalışmaların verimliliğini ölçeklemek amacıyla ön test ve son test yapılmasının uygun görüldüğü makam onayı ekte gönderilmiştir. İlgi makam onayı doğrultusunda yazımız ekinde gönderilen dikkat edilecek hususlara azami özen gösterilerek takvime uygun olarak gerçekleştirilecek olup, bilgilerinizi ve gereğini rica ederim” denildi. Bu yazının ardından da proje için öğrencilerden para talep edildi. 

Eğitim- Sen İstanbul 2 No’lu Şubesi, Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu kararını müdürlük önünde yaptıkları açıklamayla protesto etti. 'Gericilik ve piyasacılık yenilecek. Kamucu laik eğitimi' kazanacağız yazılı pankart açan Eğitim- Sen üyeleri adına hazırlanan ortak açıklamayı Şube Başkanı Çayan Çalık okudu. 

İlçe Milli Eğitim Müdürü'nü konu hakkında uyardıklarını belirten Çalık, okullarda hâlâ para toplanmaya devam edildiğini söyledi. “Bu konunun soruşturulması için il milli eğitim müdürlüğüne başvurduk” diyen Çalık, şöyle konuştu: 

“KAMUCU HİZMET ANLAYIŞI YOK EDİLMEKTEDİR: Türkiye siyasi tarihinde kesintisiz 20 yıl iktidarda kalan AKP, iktidara geldiğinden beri yeni bir rejim inşa etmektedir. Piyasacı ve gerici bu yeni rejimle demokratik tüm haklar yok edilmekte, emekçiler yoksulluk ve sefalete mahkûm edilmektedir. Adım adım sağlık, eğitim ve bütün kamusal hizmetleri ticarileştirerek kamucu hizmet anlayışı yok edilmekte, Hazine'den kamusal hizmetlere ayrılması gereken kaynaklar, çılgın projelerle, özelleştirmelerle yandaşlara aktarmayı tercih etmektedir. AKP, 2012 yılında eğitim emekçilerinin itirazlarına rağmen, kamuoyunda 4+ 4+4 olarak bilinen 6287 sayılı Yasayla eğitimde yıkım sürecini başlatmış, öğrencileri çok küçük yaşlarda ya imam hatiplere ve meslek liselerine ya da özel okullara mecbur bırakmıştır.  ‘Kindar ve dindar nesil yetiştirme’ hedefine uygun olarak okullar arasında kaynak aktarımında da ayrımcılık yapmaktan geri durmamaktadır.  İmam hatipler için devletin bütün olanakları seferber edilirken diğer türdeki okullara üvey evlat muamelesi yapılmaktadır. 

BU ANLAYIŞ, ÇOCUK İŞÇİLİĞİ TEŞVİK ETMEKTEDİR: Okulları birer işletme, öğrenci ve veliler müşteri, öğretmenleri de tahsildar olarak gören bu anlayış, okul çağındaki on binlerce çocuğu örgün eğitimin dışına çıkararak eğitim hakkını yok saymakta, çocuk işçiliği teşvik etmektedir. Son iki yıllık süreçte pandeminin de eklenmesiyle sorunlar ağırlaşmış, eğitim sistemi çökmüştür. Sorgulamayan, korkan ve biat eden yurttaşlar isteyen iktidar en küçük itiraza dahi tahammülsüzdür. Başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere, ilçe milli eğitim müdürleri ve okul müdürleri okullarda sağlıklı bir eğitim- öğretim faaliyetinin yürütülmesinin koşullarını oluşturmak için sorumluluklarını yerine getirmiyor, okulların zorunlu ihtiyaçlar bile karşılanmıyor. Sabun, kâğıt, hijyen malzemeleri bile öğrencilerden alınan bağışlarla karşılanıyor. İlçe milli eğitim müdürleri basının ve kamuoyunun önünde para toplandığını reddetse de eğitim maliyeti velilerin üstüne yıkılmıştır. Araç garantili köprü, yolcu garantili havaalanı, hasta garantili hastaneden sonra öğrenci garantili sosyal etkinlik projeleri dönemi başlamıştır. Artık çınarın gölgesini bile paraya çevirmeyi hedefleyen projelerle karşılaşmaktayız. 

CEMAAT YURTLARINDA DEHŞETE DÜŞÜREN OLAYLAR YAŞANIYOR: Okul sadece akademik bilginin aktarıldığı mekân değildir. Öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişimleri için sosyal ve kültürel etkinliklerin planlanması ve bütün öğrencilerin bu etkinliklere eşit koşullarda katılmasının sağlanması esas olmalıdır ancak siyasi iktidar sosyal etkinlikleri planlarken öğrencilerin ihtiyaçlarını, farklılıklarını esas almak yerine kendi ideolojik hedeflerini öncelemektedir. Değerler eğitimi adı altında öğrencilerin farklılıkları yok edilmekte, tek tipleştirme dayatılmaktadır. Neredeyse her gün Kuran kurslarında, tarikat, cemaat yurtlarında ya da okullarda hepimizi dehşete düşüren olaylar yaşanıyor. Çocuklarımızın ve ülkenin geleceği karartılmaya çalışıyor. Son günlerde yaşananlardan birkaçını hatırlamak bile gelinen durumun vahametini ve nasıl bir programlı saldırı altında olduğumuzu göstermeye yeterlidir.” 

Yakın zamanda Bursa’da bir ortaokul müdürünün harem- selamlık oturma talimatı vermesi, ramazan ayının başlamasıyla İstanbul’da bir lisede bazı okullarda oruç tutmayan öğrenciler ve öğretmenlerden yalnızca kantin ve mutfakta yemek yemesinin istenmesi olaylarını da hatırlatan Çalık, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“PARA TOPLANMASI KABUL EDİLEMEZ: Ataşehir’de de Çınarın Gölgesinde adıyla Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce yürütülen proje kapsamında Milli Sanat Tiyatrosu’nun oyununun okullarda öğrencilere izletilmesi ve izleyen izlemeyen bütün öğrencilerden para toplanması istendi. ‘İzli-Yorum Projesi Etkinlik Sürecinde Dikkat Edilecek Hususlar’ kısmının E maddesine ücret bölümü eklenerek okullarda öğrencilerden 10 TL para toplanması istenmiştir. Okul idarecileri belirlenen ücretin toplanması için de öğretmenleri görevlendirmektedir. Resmi yazı içeriğinde yer almayan ücret talebinin okul idarecileri tarafından öğretmenlere duyurulması, öğretmenlere baskı yapılması ve proje kapsamında para toplanması kabul edilemez. 

MÜDÜRLER DERHAL GÖREVDEN ALINMALIDIR: Eğitim-Sen olarak dün olduğu gibi bugün de eğitimin bütün süreçlerinde Milli Eğitimi yakından takip edeceğiz. Bugün de buradan bir kez daha sesleniyoruz ve diyoruz ki: Okullarda bağış adı altında ya da proje adı altında para toplayan okul müdürleri ve buna göz yuman ilçe milli eğitim müdürleri derhal görevden alınmalı, bu durumu bilip de çözüm üretmeyen bakan istifa etmelidir. Tarikat, cemaat, vakıf ve derneklerle yapılan laik eğitim hedef alan protokoller iptal edilmelidir. Okullara bütçe gönderilerek çocukların sağlıklı bir ortamda eğitim almaları sağlanmalıdır. Öğrencilerimize beslenme ve ulaşım desteği verilmelidir. Okullarda farklı kimliklere sahip öğrencileri çeşitli dayatmalarla ötekileştiren, tek tipleştiren gerici etkinliklerden, laik, bilimsel kamusal eğitimi hedef alan uygulamalardan vazgeçilmelidir. Yaşasın parasız, demokratik, bilimsel ve laik eğitim mücadelemiz.”